Beşiktaş JK Pazar akşamı yeni başkan ve yönetimine kavuşacak. 5.5 yıldır iktidarda olan Sayın Yıldırım Demirören "yıpranmışlığın" bütün olumsuzluklarına rağmen o koltukta oturmanın gücüyle sandık başındaki yerini alacak. Tek rakibi ise taraftardan yükselen, tribünlere kadar yansıyan "Yeter Demirören yeter!" haykırışının rüzgarını arkasına alan ve "Değişim zamanı" diyen Sayın Murat Aksu olacak. Demirören-Aksu ayrışımında çok ciddi taban kaymaları ve grup karışıklıkları mevcut. Bir iki seçim öncesi Demirören'in karşısında olanların şimdi başkanın kurmay sınıfında yer alabildiğini görüyoruz. Buna karşın yeni bir taban oluşturma gayretinde olan Murat Aksu'nun da gruplara yatırım yapan Demirören'den ziyade bireysel oylara yöneldiğini veya yönelmek zorunda kaldığını izledik. Taraftara göre Sayın Demirören'in o koltukta oturması zor gözüküyor. Organize kongre üyesi gruplar göre ise Sayın Aksu'nun iddia ettiği değişimi yapması zor. Her şeyin birbirine girdiği bu şartlarda iki noktanın seçim kazanmak için daha önem kazandığını düşünüyorum. 1- Listeler 2- Adayların mali ve seçim kongresindeki çalışmaları…
Burada kimin kazanacağından ziyade Beşiktaş'ın kazanıp kazanamayacağına odaklanmak daha isabetli olur. 2007'de tek listeyle girdiği seçimde Sayın Demirören çok güçlü bir yönetim kurma şansını elinin tersiyle itmişti. O tarihi fırsatı iyi değerlendiremediği için bugün tribünlerde o nahoş olaylarla karşı karşıya kaldı. 2007 gösterdi ki ideal yönetimler oluşturmak için demokrasinin yanında muhalefet şart. Demirören iktidarını başarısızlıkla suçlayanların bir payını da çıkmayan muhalefete ayırmalarında fayda var.
Bu açmazda Sayın Aksu çıkışıyla ve net bir şekilde ortaya koyduğu iyi listesiyle camiaya demokrasiyi hatırlatmış ve güçlü yönetimlerin kurulmasının yolunu açmıştır. Sayın Demirören seçimi gerçek manada kazanmak, etkili bir ikdidar olmak ve Beşiktaş'ı 3 yıl daha yönetmek istiyorsa Çarşamba günü güçlü bir liste açıklamak zorundadır. Grupçulara verdiği yöneticilik sözleri ile hem kendi geleceği hem de Beşiktaş'ın geleceği arasında bir tercih yapacak. Bu karar 2010'nun nasıl geçeceğini de belirleyecek!. Özetle iki güçlü listenin yarışması, her halükarda Beşiktaş'ın kazanması demektir.