İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, 2011 Mayıs ayından bu yana yürütülen operasyonlar sonrasında, üç gün önce başlayabilen duruşma sürecinde her cephede tam bir 'sağduyu' hakim. Bu duyarlı tablo, hem olumlu söylemle savunmasını yapan, başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu olmak üzere, tutuklu bulunan diğer sanıklarda; hem de işini gayet sakin yürüten, 'hukukun üstünlüğü'nü simgeleyen mahkeme heyetinde izlenebiliyor.
Bu durum, öncelikle yargı boyutunda; duruşmanın gerginlikten uzak, serinkanlı bir ortamda, sağlıklı ve hızlı yürütülmesi açısından çok önem taşıyor.
GÜRÜLTÜSÜZ YAKLAŞIM
Zaten duruşmanın başladığı ilk gün, 'adalet istiyoruz' sloganı çevresinde bütünleşen, davayı izlemek için gelen kalabalığı oluşturanlar da; hiçbir gerginliğe yol açmayacak, sadece sahici ve samimi destek içeren, gürültüsüz bir yaklaşım üreterek takdir topladı. Ardından Aziz Kocaoğlu ve tüm sanıklar, mahkeme heyetiyle karşılıklı saygı sınırında, hukuki argümanları öne çıkararak, doğru savunma örneği verdiler.
Bu davayla ilgili görüşlerimizi daha önce dile getirdik.
Tek başına davayı buralara taşıyan 'çete suçlaması'nın, hukuki anlamda ayakları kesinlikle yere basmıyor. Dolayısıyla sürecin başında 'kamu vicdanı' zedelenmiş oldu. Ulaşılan noktanın 'yargıya olan güveni' sarsmaması, toplumsal güvenin örselenmemesi için; umarız bu savunmalar sonrası, 130 kişilik davada bu süreç 'tutuksuz yargılama'ya dönüşür.
Dileriz aylardır cezaevinde yatan sanıklar da ailelerine kavuşur. Hiçbir kişisel menfaatin, kamusal çıkarların önüne geçmediği görülen bu tabloda, yargılamaların tutuksuz sürmesi, İzmir'i çok rahatlatan bir gelişme olacaktır.