Başlıktaki deyiş, geçen pazar günü katıldığım uluslararası Yahudi kültürünü anma günü olan Limmud için hazırlanmış kitapçığın adıydı. Limmud katılma, ortak bir iş yapma anlamına geliyor. Tüm dünyada geleneksel olarak yıllardır yapılırmış, hatta örneğin Londra'daki beş gün sürermiş. Bizdeyse birkaç yıldır yapılıyor. Ulus'taki Özel Musevi Okulu'nun tüm sınıflarında, kütüphane ve oditoryumunda, cumartesi gecesi açılış ve tüm pazar süren çeşitli konuşmalar, atölyeler, paneller, sergiler ve sunumlarla yapıldı. İlk kez davet alıp katıldığım bu olayı çok ilginç buldum. Yahudiler, malum, tarihin en eski halklardan biri; ilk Tek Tanrı'lı dinin kurucusu, yüzyıllar boyu sayısız sanat ve bilim çalışmasının ardındaki ırk. Bir diğer özellikleri, yüzyıllar boyu vatansız yaşamış olmaları ve bunun getirdiği ezilme, yok sayma, zulüm, giderek soykırım eylemlerine maruz kalmaları. Bu karmakarışık tarih boyunca, Osmanlılar/Türkler onlara kucak açmış, en zor durumlarında yardım eli uzatmış halklardan biri. Onun için hep gözlemlemişimdir -o gün de farkettim: Türk Yahudileri bu vatana, bu topluma son derece bağlı. O gün 1400 kadar katılım olduğunu söylediler. Gerek benim konuştuğum ve kapılara kadar dolu olan 40 kişilik sınıfta, gerekse dışarda karşılaştığım herkesin yüzünde gördüğüm dostluk, bunun minik bir göstergesiydi. Ben pazar sabahı konuştum, benden hemen sonraki 'Davud'un Yıldızları- Dünyayı Değiştiren Museviler' temalı konuşmaya katılıp çok şey öğrendim. Sonra birlikte yenen yemeğe katıldım ve gittim. Özellikle öğleden sonra birçok ünlü gazeteci ve yazar da katıldı. Bu tür etkinliklerin çok önemli olduğunu düşünüyorum, katılmış olmaktan da çok mutluyum. Gündelik siyasetin dışına çıkarak, birbirimizi insanlık, kültür, sanat temelleri üzerinde tanımamız öylesine gerekli ki. Kendisini 'dünya çapında Yahudi toplumuyla ilgili ve genel anlamda herhangi bir siyasi veya dini görüşe taraf olamaz' diye tanımlayan bu etkinlik, bu yönde büyük bir adım.