Son günlerde bazı çevreler bilinçli olarak farklı tanımlamayla gündem değiştirip özürlü sorunlarının ötelenmesine neden oluyor. Tabii kafası karışan özürlü sorunlarını unutup, biri "Bana sakat deme", diğeri "Bana özürlü deme" bir başkası "Ben engelli değilim. Asıl engelli önümüze engel koyandır" şeklinde tepki gösteriyor. Doğal olarak vatandaşlarımız engelliye hitap ederken "pot kırmayayım" diye çekiniyor.
Türkçemiz bir ülkeye yakışır seyir izlemedikçe kavram kargaşası içinde boğulmak kaçınılmaz oluyor. Dilimizi geliştirmek yerine devamlı yeni kavram üretiyoruz. Toplumda çok sık sakat, sakatlık, özürlü, özürlülük, engelli ve engellilik gibi terimler kullanıyor. Kavramlar yerli yerine oturmadıkça toplumsal ayıbımız da katlanarak büyüyor.
Türkiye'de terminolojide farklılıklar olduğu gibi, mevzuatla ilgili hizmet konularına göre farklı kıstaslar ve farklı tanımlar getiriliyor. Durum böyle olunca tokat gibi bir çocuğun suratına "Beyin özürlü, Allah'ın sakatı, kör n'olacak" diyerek lafı patlatırız.
Peki böyle laflarla, özürlüyü ne yerine koyduğunuzu hiç düşündünüz mü? Ya da o duyguları hiç tatdınız mı? İşte toplumsal ayıp bu kelimelerde saklı.
İstedik ki yazımız bu kavram kargaşasını düşünemeyen beyinlere bir mesaj versin. Evet termonolojide değişim... Resmi terminolojiyi dile getirdik; sırf gözlerimiz aydınlansın diye. Dünyada ve Türkiye'de kullanılan özürlü tanımlarına bir bakalım:
Türkiye'de farklı kurum ve kuruluşlarda 15 ayrı katogoride ayrı tanımlar var. Genel olarak özürlüler için şu tanımlar mevcut:
Sakat, özürlü, bedensel engelli, malul, zihinsel, duygusal ve sosyal özellik, fonksiyon kaybı, organ yokluğu veya bozukluğu gibi terimler kullanıyor. Sıraladığımız örnekler, yönetmeliklere, örgütlere göre farklı tanımlar yapıldığını her yasa ya da her kurumun yaklaşımına göre tanımın değiştiğini gösteriyor. Her ne kadar ne kadar iyi yapılırsa yapılsın, o tanım kaçınılmaz olarak özürlüye hizmette eksiklik içeriyor. Mevzuatımızda farklı özürlü tanımları olsa da, sosyal devlet anlayışına hâkim temel ilke, her özürlünün sosyal, kültürel hakları alması insanlığa verilen değerdir.
Yarın 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü. Dilerim bu özel günde tüm engelli kadınlarımız arzuladığı yaşamı kucaklar.