Bugün sizlerden gelen sorulara ara verip köşemizin ismi gibi Engelsiz Koşu yapanlara yer vereceğim.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin 'Engelliler' fotoğraf sergisinin dergisi Mihaber elime geçti. Görünce büyülendim!
Siyah beyaz olarak çekilmiş büyüleyeci ve etkileyci resimler Türkiye'de engelli olmanın ne demek olduğunu özetliyor. Üniversitenin dergisi 'Mihaber', resme konu olanların hayat hikâyelerini güzelce işlemiş. Bir çırpıda okudum.
Her okuduğum satır, bana koltuk değnekleri üzerinde geçen çocukluk yıllarımı hatırlattı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin bu güzel çalışmasından sizler için birkaç kare seçtim; beğenecek misiniz bakalım...
Ömer ve Ceylan... Onlar iki kardeş. İkisi de bedensel engelli. Yıllar önce aile İstanbul'a gelmiş. Onlar için İstanbul, "yürümekle" aynı anlama gelmiş hep. Doktora gidebilmek, yürümek, iyileşebilmek, okumak, çalışmak onlar için bir hâyâl gibi gözükmüyormuş taşı toprağı "altın" olan bu şehirde. Ceylan yürüyebilmek için birkaç kez ameliyat olmasına rağmen yürüyemiyor.
Kardeşi Ömer de ameliyat olmuş. Doktarlarına göre birkaç ameliyat daha gerekiyormuş. Cin gibi. Ayrıca fanatik bir Galatasaraylı Ömer. Fenerli olmaya hiç niyeti yok. Zaman zaman futbolcu olmak da geçiyor aklından minik Ömer'in. Ama önce yürümesi, hatta koşması lazım. "İşte o zaman ilk çalımı Hakan Şükür'e atacağım" diyor gülerek. Gerçi Hakan Şükür futbolu bıraktı ama olsun...
Bu arada. Bugün Sevgililer Günü. Kutlu olsun. Savaşların ve ölümün kol gezdiği dünyada kalbinizden sevgi, yüzünüzden gülümseme eksik olmasın.