Konuşmamız gizli dinleme ve yazışmaların sınırı üzerinde uzayınca, Tom Rosenstiel'de bir tebessüm belirdi.
"Yavuz, bu yıl Detroit Free Press gazetesine Pulitzer Ödülü getiren haberin nasıl yapıldığını anlat, yeter" dedi. Pulitzer, ABD'de çeşitli dallarda verilen, en itibarlı gazetecilik ödülü. Bir tür meslek Nobel'i.
Pulitzer'de "en iyi yerel gazetecilik ödülü", mali açıdan sıkıntıdaki Detroit gazetesine biraz nefes aldırdı. Kıdemli muhabirler Jim Schaeffer ve M.L. Elrick'e ödül getiren haber, neredeyse tamamen, binlerce GSM (cep telefonu) mesajının üzerine kurulu. Haberlerin sonunda Detroit belediye başkanı Kwame Kirkpatrick ile yardımcısı Christine Beatty, "yalan ifade vermek"ten 120 hapis cezasına çarptırıldılar.
Ayrıntıya gerek yok. Hikâyenin özü şu: Belediye başkanı, güvenlik birimi hakkında açılan bir polis soruşturmasını, yardımcısı ile yaşadığı yasak ilişki ortaya çıkacak korkusuyla engellemiş ve bir polis şefini işten çıkartmış. Polis şefi de görevden alıkonduğu gerekçesiyle dava açmış.
Dava uzlaşmayla bitmiş ama şehir bütçesine 9 milyon dolara patlamış. Dava esnasında başkan gizli ilişkisini reddetmiş ve polis şefini işten attırmadığını söylemiş.
İki muhabir, sızdırılan 14 bin cep telefonu mesajını incelemiş ve başkanın yeminli olduğu halde mahkemeye her iki konuda da yalan söylediğini ortaya çıkarmışlar.
ABD'de mahkemeye yalan ciddi bir suç. Başkan haberleri özel hayat vs gerekçeleriyle yasaklatmak istemiş ama başaramamış.
Gazete tam 700 haber, yorum vs. yayınlamış. Sonunda başkan ve yardımcısı istifa etmişler, ardından da mahkemeyle "uzlaşarak" hapse girmişler.
Gazetenin yayınladığı haberler web sitesinde. Gizli cep mesajlarının bu haber bağlamında "özel hayat gizliliğinin ihlali" olduğunu savunan da hiç yok.
Bunlara bakınca, bizdeki tartışmanın anlamsızlığı bir kez daha ortaya çıkıyor.