Spor haberciliği hayli netameli bir alan.
Çünkü okurun önemli bir bölümü, aynı zamanda taraftar.
Bu, siyasette parti yandaşlığı, hemşehrilik gibi bağların çok ötesinde.
Spor okurunun gözlükleri daha bir duyarlı.
Maçların değerlendirilmesi, okurun güvenini sarsmayacak bir titizlik istiyor.
Sorulan sorulardan biri şu:
"Sabah'ın maçlar ardından futbolculara verdiği puanlar keyfe keder midir? Not verirken rasgele mi verilmektedir, yoksa bazı kriterler var mıdır? Bilmeliyiz."
İskender Baydar'a bu soruyu ilettim.
Spor Servisi'nin açıklaması şöyle:
"Maç kutularımızda bilindiği gibi 10 üzerinden notlama yapıyoruz. Tabii ki bu notlama rasgele değil. Bazı kriterlerimiz var.
* Oyuncunun skora yaptığı katkı.
* Oyuncunun maçın sonucuna etki eden doğru-yanlış hareketleri.
(Örneğin kendi kalesine gol).
* 90 dakika boyunca takım oyununa yaptığı katkı.
(Örneğin verilen taktiğe uygun oynama).
* Oyuncunun maç içindeki istatistikleri.
* Rakibin kuvveti.
Tüm bunların ışığında özellikle 3 büyüklerin maçları, maçı seyreden yazarların ve spor servisindeki yetkililerin gözlemlerine ve yorumlarına da danışılarak verilmekte. Yani notlar tek bir kişinin inisiyatifinde değil, birden fazla kişinin fikir beyan etmesiyle oluşmakta. Büyük maç kutularımızda maçın yıldızı da seçildiği için, maçın yıldızı olarak görülen oyuncuya diğerlerinden daha yüksek not verilmekte. Skora etki eden oyuncular, maç içinde çok ciddi hatalar yapmadıkları takdirde ve oyunda kaldıkları süre dikkate alınarak 6 veya daha üstünde not almakta."