17 Kasım tarihli gazetede yer alan "Bizans'ı ikinci kez fethettik" başlıklı haberi hatırlıyoruz. Çünkü Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın "Hepimiz Bizans'ın çocuklarıyız" şeklindeki sözleri tartışılmayacak gibi değildi. Hem Türkiye hem de Avrupa kamuyounda bu konuda fikir yürütüldü.
Sabah'taki haberin spotu, konunun Türkiye'de "tarihçiler arasında" da tartışma yarattığını aktarıyordu. Haberde de yine "tarihçiler" sözü geçiyordu.
Fotoğraflarda Chirac ile Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof Nevra Necipoğlu'nu görmekteydik.
Bir de Prof Mehmet Altan resmi vardı. Elbette Altan'ın görüşüne de başvurulmuştu.
Bir okur "ben Sayın Altan'ı iktisatçı olarak bilirim. Yanılıyor muyum?" diye sormuş.
Hemen ardından "Elbette bu konuda görüşüne başvurulması doğal. Çünkü siyaset, kültür ve tarih konularında uzman sayılır" diye ekleyerek...
Evet, haberde görüşü aktarılan diğer tüm kişiler tarihçi olunca, okurumuzun bu sorusunu doğal karşılamak gerek.
Mehmet Altan, iktisat politikaları konusunda dersler veren bir öğretim üyesi.
Sabah gazetesi köşe yazarı.
Ayrıca, Fikri Sağlar döneminde Kültür Bakanlığı başdanışmanlığı da yaptı.
Son iki sıfatı görüşüne başvurulmasını gayet doğal kılıyor. Bu konuda Sabah'ta yazdı da.
Ama şu da çok önemli: Okura aktarılan isim ve öteki bilgiler kadar, meslek ve unvanların da doğru olması gerek.
Yoksa yarın öbürgün Altan'ı ekonomiyle ilgili bir haberde "iktisatçı" olarak tanıtılırken görürse, "Allah Allah, ben onu tarih hocası biliyordum" demez mi?