Milliyet'ten Gizem Coşkunarda'nın haberinden öğrendim.
Yapımcı Sinan Kuzucu üç büyük şehirde gerçekleştirilecek "Fasl-ı Şahane" adı verilen konserler için Bülent Ersoy, Muazzez Abacı, Seçil Heper, Mustafa Sağyaşar, Samime Sanay, Yaşar Özel, Zekai Tunca, Nalan Altınörs ve Yıldırım Bekçi'yi bir araya getirmiş.
Bütün bu isimler hayatlarını Türk müziğine adamış yıldız-emekçiler.
Fahrettin Aslan'lı "Gazino Günleri"nin as solistleri de var aralarında.
Bu sanatsal girişimin tanıtım toplantısında Muazzez Abacı doğru sözler söylemiş.
- Türk bayrağı dalgalandığı sürece hiç kimse Türk Sanat Müziği'ne bir şey yapamaz. Ama şu var, zaman zaman gündemden düşebilir. Türk Sanat Müziği'ni kurtarmak gibi bir çabamız yok, demiş sevgili Abacı...
Bana göre Türk müziğinin gündemden düşmek gibi bir sorunu da yok.
Türk müziği şarkıları ve besteleri ile hiç ara vermeden bizim gönül tellerimizi titretir durur.
Solistler de hiç bitmeyen bu bayrak yarışında nöbeti kuşaktan kuşağa devrederler.
Safiye Ayla'dan Tülün Korman'a, İnci Çayırlı'ya, Münir Nurettin'den Recep Birgit'e, Ahmet Özhan'a devredilir yarış.
Birileri "Büyük solistler kuşağı sona mı erdi" diye aralarında tartışırlarken, Filiz Şatıroğlu'nu, Gönül Aköz'ü, Eda Karaytuğ'u, Güzin Değişmez'i dinlemeye başlarsınız.
Münip Utandı, Adnan Mungan, Doğan Dikmen, Bekir Ünlüataer, Ahmet Erdoğdular aynı ustalıkla yorumlamaya başlarlar o besteleri.
Düşünürsünüz.
Besteciliği kadar yorumculuğu da üstün olan Hacı Arif Bey'in talihsizliği, seslerin kaydedilebildiği teknolojik dönem öncesinde yaşamış olması değil midir?
Hep söylerim.
Mesela Dede Efendi Dr. Alâeddin Yavaşça'nın Nihavent şarkısı "Ne bildim kıymetin, ne bildin kıymetim"i Melihat Gülses'ten dinleseydi "Bu şarkıyı neden ben yapmadım" diye düşünmez miydi?
Gerçekten Türk sanat müziğinin kurtarılmaya hiç ihtiyacı yok.
O sonsuza kadar bizi mutsuzluklardan kurtarmaya devam edecek.