Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Her cumhuriyet demokrasi de değildir ki...

Soyut kavramları somut durumlara uyarlamak konusunda da, kavramları doğru değerlendirmek meselesinde de kafa karışıklıkları yaşadığımız kesindir.
Örneğin defalarca "Hukukun üstünlüğü" denildiği zamanlarda bundan "Üstünlerin hukuku" nu anlamadık mı?
Veya "Cunta kurmak mı" yoksa "Cuntacıları ihbar etmek mi" ahlaka ve hukuka daha uygundur sorunsalını da, kafamızda bir çözüme bağlamış değiliz.
Bunun gibi "Cumhuriyet" ile "Demokrasi" yi de sık sık eş anlamlı kavramlar gibi kullanmadık mı?
İki gün önce Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk Star'daki köşesinde Régis Debray'in kamu hukukunda kaynak gösterilen bir incelemesini (Etes-vous démocrate ou républicaine? Le Nouvel Observateur, 30 Novembre - 6 Décembre 1989) temel alarak, kesip saklanması gereken bir "Cumhuriyet-Demokrasi" karşılaştırması yapmıştı.
Gözden kaçıranlar için hatırlatayım:
- Cumhuriyet insanı soyut akılcıdır; bu nedenle üretken değildir. Demokrasi insanı hem akılcı, hem de somut deneycidir; dolayısıyla üretkendir.
- Tekelci kültür ve yurttaşlık yükümlülüklerine dayanan cumhuriyet, bütüncüdür; merkezcidir. Devletin gerçeği, bireyin gerçeğine üstündür; dayatıcıdır. Çoğulcu kültür ile haklara ve özgürlüklere yaslanan demokrasi bireycidir; gerçekçidir, yereldir, merkezciliğe karşıdır.

Kim kimi yönetir?

- Demokraside herkesin bir gerçeği vardır. Devlet ve hiç kimse "ben senden daha iyi düşünüyorum" deme lüksüne sahip değildir.
- Cumhuriyette devlet toplumu yönetir. Demokraside toplum devleti yönetir.
- Cumhuriyetin gözünde toplumun üyeleri eğitilesi birer öğrencidir. Devlet, babadır, öğretmendir, eğitmendir. Cumhuriyet toplumu okula benzetmeye yeltenir; eleştirel akıldan uzaklaşır; koşullanmış beyinleri çoğaltır; önce yurttaşı, sonra bireyi yaratmayı amaçlar.
- Demokraside toplumun her üyesi görüşü alınacak birer ergindir. Devlet ne babadır, ne öğretmen, ne de eğitmen. Demokrasi okulu topluma benzetmeye çalışır; eleştirel aklı özendirir; "düşüncesi, bilgisi, vicdanı özgür" ve ahlaklı bireyleri çoğaltır. Demokrasi önce bireyi, sonra yurttaşı oluşturmayı amaçlar.
- Cumhuriyette hukuku devlet üretir. Devleti memurlar yönetir. Devletin sınırını devlete bağımlı hukuk çizer. Bu nedenlerle cumhuriyet sorunları yukarıdan aşağıya doğru devlet memurlarıyla çözer. Çözemeyince yargıya başvurur.

Hukuku kim üretir?

- Demokraside ise hukuku halk üretir. Devleti devletten bağımsız hukuk yönetir. Devletin sınırı hukukun üstünlüğü ilkesince önceden çizilmiştir. Demokrasi, sorunları toplumların bütün katmanlarını sürece katarak yatay boyutta ve yansız hakemlerle çözer. Çözemeyince, çaresiz kalınca yargıya başvurur.
- Cumhuriyet eşitliği sever ve savunur, ama eşitlikçi (égalitariste) değildir. Demokraside herkes, birey de, devlet de hukuk karşısında eşittir.
Sami Selçuk'un bu listesini, tabii ki daha da açması gerekiyor.
Örneğin "Liberal demokrasi" ile "Halk demokrasisi" arasındaki farklar da bilinmeli.
Ancak "Totaliter cumhuriyet" ile "Demokrasi"nin birlikte olamayacakları da artık bilinmelidir.
Tabii bu arada "Kuvvetler Ayrılığı" denilince de "Kara-Hava-Deniz Kuvvetleri" ni anlamak konulu takıntılar da geride bırakılmalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA