Metallerin dirençlerinin insanlarda ve toplumlarda da var olabileceğini "Çelik gibi iradesi var" veya "Demir gibi bir toplum" benzeri söylemlerde seslendiririz.
Bu arada büyük kayıplara sebep olan kazaların nedenleri arasında "Metal yorgunluğu"nun bulunabileceğini de biliriz.
Yani "Tarihsel yorgunluk" ve "Toplumsal yorgunluk" tıpkı "Zihin yorgunluğu" veya "Kas yorgunluğu" gibi, çelik iradeli insanları veya demir gibi toplumları da tehdit eder.
Müspet ilimlerde bir sorunu formüllere bağlayıp anlar ve çözüm üretebilirsiniz.
Nitekim metal yorgunluğunda "Wöhler Eğrisi" ile metalin yorgunluğa direncini belirler, "Palmgren-Miner" linear hasar hipotezine dayalı olarak yorgunluk ihtimallerini oluşturacak baskıları sıralarsınız.
Ama ne tür sosyo-politik baskıların ağırlığını hiç aralıksız sürekli ve yüzyıl taşıyan bir toplumun hangi noktada yorulup bozulacağını anlayabileceğiniz bir formül veya hipotez yoktur.
Sürekli ve tek düze biçimde aşırı baskı ve basınca maruz kalan metalin zamanla moleküler bütünlüğünü ve moleküler bağlarının gücünü kaybetmesiyle hasar görmesine ve belirli yerlerinden kırılmasına "Metal yorgunluğu" deniliyor.
Toplumsal bütünlük
Bir başka ifadeyle bir yayı gerip enerjiyi depolayabilirsiniz. Ama mesela bir yıl sonra bu enerjiyi geriye alamazsınız. Çünkü bu sürede yayın metalindeki atomlar arasındaki bağlar arızalanır, gerilmiş yay yorulur.
Toplumlar da böyle değil mi?
Etnik farklılıkları kültürel zenginliğin dayanağı olarak almak yerine bunu ırk ayrımcılığına konu ederseniz.
Siyaseti, hukuku, yargıyı, orduyu ve idareyi, yaşamı kolaylaştırmanın ve güvenli hale getirmenin değil karmaşıklaştırmanın araçları haline dönüştürürseniz.
"Anayasa" özgürlüğü esas alan toplumsal sözleşmenin değil yasakları ve tabuları ön planda tutan bir rejim anlayışının simgesi haline gelirse.
Ve bu ağırlıklar hiç ara verilmeden yüz yıl toplumun sırtına yüklenirse.
Bu "Demir gibi toplum" da yorulmaz mı?
Toplumsal yorgunluk
Bilemiyorum.
Özellikle siyasal bilimler bu "Toplumsal yorulma" nın kesin formüllerini herhalde saptamalıdır.
Neticede doktorlar mesela "Kas yorulması"nın "Zor bir işi yapmak üzere, yineleyici ve zorunlu biçimde kasılan bir kas grubunda, özellikle oksijen yetersizliğinden dolayı ortaya çıkan durum" olduğunu belirleyebiliyorlar.
Bunun gibi "Zihin yorgunluğu" veya "Sürmenaj" denilince de şu tanımlama veriliyor:
-Yoğun çalışan insanlarda görülen bir çeşit zihin yorgunluğuna ve sinir zayıflamasına verilen isim. Dersleri yüklü olan ve sürekli çalışmak zorunda kalan lise ve üniversite öğrencilerinde, öğretmenlerde, yoğun hesap ve muhasebe işleriyle uğraşanlarda daha sık görülür.
Ne dersiniz?
"Toplumsal yorgunluk" veya "Sosyo-politik yorgunluk" da aynı şekilde incelenmeli değil midir?