CHP darbeleri hep çok sevdi. Darbeler başarısız olunca da sıkıntıya girdi.
CHP'lilerin rahat ettiği üç devir vardır: 1960, 1971 ve 1980...
1960 darbesinin siyasi kadrosu tüm CHP idi. 1971 ve 1980 darbelerinin siyasi kadroları da özde CHP'li sözde Atatürkçü geçinen tüm kesimlerdi... (CHP gene felsefesiyle iş başındaydı yani...)
Bu CHP şimdilerde utanmadan, sıkılmadan harıl harıl 15 Temmuz'un arkasındaki politik gücü araştırıp duruyor.
AK Parti'ye, "15 Temmuz'un siyasi kadroları nerede" diye sorup duruyor...
CHP bu haltları yerken, "Tayyip Erdoğan dikta rejimi kurabilmek amacıyla 15 Temmuz'u başarılı olamayacak biçimde yaptırdı" kıtırını da temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze sürmeyi ihmal etmiyor.
Üstelik bunu "15 Temmuz'un siyasi kadrosu yok, demek ki 15 Temmuz bir darbe değil" balonunu uçurarak yapıyor...
Meğer Erdoğan memlekette OHAL ilan edebilmek için bunu yaptırmışmış...
Yaa, olay bundan ibaretmiş!
Hepimiz bu mevzuda kelle gezdirmişiz meğer.
Oysa ki FETÖ (başarılı olsaydı) 15 Temmuz'la iktidarsız CHP'yi iktidarlı yapacaktı. Böylece CHP de tek parti devrinden sonra tutulduğu iktidarsızlıktan kurtulmuş olacaktı. Tek başına gelip iktidara kurulacaktı. Ama olmadı işte... Yazık oldu kuzulara, hevesleri kursaklarında kaldı...
Nitekim sözde Düzce sıkıyönetim komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, emrindeki komutana, AK Parti'li belediye başkanın (Düzce) derhal görevden alınmasını yerine de CHP İl Başkanının oturtulmasını emretmedi mi?
Demek ki CHP'nin siyasi ayakla ilgili eşeleyip durduğu sorunun cevabını, bir kere, "15 Temmuz'un siyasi kadrosunu tepeden tırnağa CHP'liler oluşturuyordu" diye yanıtlamak gerekiyor.
İkincisi de, oturup düşünmek gerekiyor: Acaba AK Parti'yi devirmeyi hedefleyen bir darbenin siyasi kadrosu gene AK Parti olabilir mi?
Bu ne yaman çelişkidir Kemal Bey!
Nitekim Başbakan Yardımcısı Canikli, "Bugün itibarı ile Bylock kullandığı tespit edilen hiçbir AK Parti'li milletvekili ve bakan yok" demedi mi? (Halihazırda görevde olanları kastediyor...)
CHP'nin bir diğer kıtırı da: Küresel güçler, 15 Temmuz darbe girişimiyle Erdoğan'ın güçlenmesine ses etmemişlermiş. Hatta desteklemişlermiş.
Amerika ve Avrupa Erdoğan'a bu konuda teslim olmuşmuş.
Küresel güçler mazoşist mi, manyak mı? Kendilerine meydan okuyan, dediklerinin tam tersini yapan Erdoğan'ı niçin desteklesinler?
Küresel güçler milyarlarca dolar harcayarak gözü gibi baktıkları FETÖ'yü günün birinde Erdoğan'a hediye etmek için mi elli yıldır besleyip büyütmüşler?
Bu ne diyalektik çelişkidir Kemal Bey!
Akıl akıl gel CHP'ye takıl!
CHP'liler şimdi de kalkmış "Adalet Yürüyüşü"yle kodesteki FETÖ'cülerin serbest bırakılmasını istiyor.
Tabii bunu açık açık dillendiremiyorlar, zira kodesi boylama riski var.
Ama bunu ima yoluyla, algı operasyonuyla, sezdirme taktiğiyle yapıyorlar...
Yeter ki milletin kafasında vermek istedikleri algı oluşsun, sonra yavaş yavaş dallanıp budaklansın, Tayyip düşmanlığıyla da beslenip dursun...
İşin matrağı Kemal Bey, "bu yürüyüşün sonucu ne olacak" sorusunu "Türkiye'de çok şey değişecek" diye yanıtlamış.
Hayır, Türkiye'de hiçbir şey değişmeyecek. CHP'liler İstanbul'a tabanvay geldikleri halde Ankara'ya uçarak dönecekler ve en güzel yaptıkları şeye yani Meclis'te havanda su döverek koltuk ısıtmaya devam edecekler...