Andante hakkındaki ilk yazıyı, 25 Ekim 2002'de burada yazmışım... Ve Serhan Bali'nin bin bir zahmetle çıkardığı yayını, "Blucinli klasik müzik dergisi" diye nitelemişim. Niye blucinli?
1) O zamanlar tartışılırdı: Klasik müzik konserine blucinle gidilir mi, gidilmez mi? Eğer özel bir davet değilse, niye gidilmesin?
2) Klasikçilerde bir ciddiyet, bir kasma hali vardır. Halbuki onlar da bu toplumda yaşayan; dertleri, kaygıları, sevinçleri, hüzünleri olan insanlar. O duyguları müzik aracılığıyla sunarken, 'suratsız' olmaya ne gerek var?
Andante'nin üslubu ise eğlenceliydi ama doğru bilgiden de taviz vermiyordu. Bu yaklaşım çok hoşuma gitmişti.
Salı akşamı Borusan Müzikevi'nde 10'uncu yaşını kutlayan Andante'nin partisi vardı. İyi ki uğramışım.
Doğum günü vesilesiyle üç parça çalan piyanist Kemal Cem Yılmaz'ı ilk kez dinledim. Büyük yetenek!
Kemal C. Yılmaz'ın, Almanya Hannover'de yaşadığını, gündüzleri piyano çalışıp geceleri taksi şoförlüğü yaptığını biliyor muydunuz?