Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

En çok Hükümet'e yaradığına göre: Yoksa MİT'in işi mi?

Haberi biliyorsunuz: Milli İstihbarat Teşkilatı ile PKK yöneticileri arasında yapılan görüşmelerden birinin kaydı geçenlerde medyaya sızdırıldı.
Yorumcular bu sızdırmanın hangi siyasi aktör tarafından yapıldığına ilişkin fikirler öne sürdü.
Eğer işin içinde bir dış istihbarat servisi varsa, akla hemen İsrail geliyordu.
İç aktörler arasında ise son yıllarda pozisyon kaybeden, arkadaşları tutuklanan Ergenekoncular düşünülebilirdi.
PKK uzantısı haber ajansları kaydın kendi iradeleri dışında, bir hacker operasyonu olarak servis edildiğini iddia ediyorlardı. Belki bu iddia bir saptırmaydı.
Bir başka olasılık da MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ekibini zorda bırakmak isteyenlerdi.
İşbirliğinden bahsedenler de oldu: Onlara göre Mossad ile PKK'nın ortak hamlesiydi bu sızdırma. ???

Hemen hemen bütün olasılıklar, bütün şıklar hakkında bir şeyler söylendi medyada. Biri hariç: MİT'in kendisi!
Bu bir MİT operasyonu olamaz mı?
Kaydın sızdırılması "en çok" kime yaradı diye sorduğumuzda, karşımıza çıkan aktör Hükümet.
Daha düne kadar Hükümet'i eleştirmek için fırsat kollayanlar... Kayda değer bir şey bulamadıklarında, "Ama gözünün üstünde kaşı var" diye söylenenler... "İyi yapıyorsunuz, görüşmelere devam edin" demediler mi?
Kısa süre önceye kadar, "Terör örgütü ile masaya oturulmaz" diye mangalda kül bırakmayan MHP'liler bile pek sesini çıkarmadı. CHP de bir şey demedi... Ordu zaten rayına giriyor...
Sonuç: Bu sızdırmadan "en çok" Hükümet kârlı çıktı. ???

Bu yaklaşım karşısında şaşıranlar, şunu düşünsün: Başka ülkelerin istihbarat örgütleri operasyon yapar da, MİT yapmaz mı?
İstihbarat örgütlerinin operasyonları ille de şiddet içermez ki... Tam tersine, çoğu operasyon sessiz sedasız yapılır. Ne ölen olur, ne de havaya uçan...
Bu olayda da... Başbakan Erdoğan ile Hakan Fidan'ın yurtdışı gezisinde olması... "Hükümet ve MİT yönetimi arkadan vuruldu" intibaını yaratmadı mı?
Günün birinde bu olayın Hakan Fidan ve arkadaşları tarafından planlandığı... Başbakan Erdoğan'ın da, "Hakan Bey'in hedef alındığı malum... Ama hatası olsa da onu harcamayız" diyerek kendi rolünü oynadığı ortaya çıkarsa, hiç şaşırmam.
Çünkü bu işler böyle yapılır. ???

Bir ipucu daha:
Sızdırılan kayıtta, Hükümet'ten aldığı emri layıkıyla yapmak için çabalayan bürokratlarla karşılaşıyoruz...
Dökülen kanı durdurmak için kılı kırk yararak çalışıyorlar. Normal şartlarda belki de bir kaşık suda boğacakları Apo'dan söz ederken, "Sayın Öcalan" diyorlar.
Bu arada Başbakan Erdoğan'ın sorunu çözme azmine ve Genelkurmay'ın desteğine de şahit oluyoruz.
Özetle (kayda göre) Hükümet ve bürokrasi iyi niyetli bir çaba içinde. Tartışmasız biçimde barıştan yana. ???

Ama bugün PKK fütursuzca saldırıyor.
Çok kan döküyor. Hem de Öcalan'ın "Anlaşma sağladık... Barış Konseyi kurulacak... Savaşa gerek kalmadı..." demesine rağmen bunu yapıyor.
Velhasıl sızdırılan kayıt, Hükümet'in ve askerin planladığı söylenen Kandil operasyonunu meşru kılıyor.
Vatandaşa, "Bak adamlar her türlü iyi niyeti göstermiş ama bu PKK'nın barışa gönlü yok" dedirtiyor.
Olaya bir de böyle bakın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA