Dün Halıcıoğlu'ndan taksiye bindim. Kasımpaşa üzerinden Taksim'e gittim. Yol üstünde, Haliç kıyısında, Deniz Kuvvetleri'nin çeşitli tesisleri vardı. Tesislerin iki kapısında yer alan "Fotoğraf çekmek yasaktır" ibaresi dikkatimi çekti.
Kendi kendime gülümsedim: Bu uyarılar acaba kaçıncı yüzyıldan kalma?
Geçen gün, başka bir vesileyle 'bizim ordunun afrası tafrası kendi halkınadır' dedim diye bazı okurlarımız kızdı.
Niye kızıyorsunuz? İşte size örnek: Fotoğraf çekmek yasakmış! Yahu, bırakın ileri askeri teknolojileri, yahoo.com adresindeki internet sitesine girerseniz, yeryüzünü baştan sona tarayan uyduların çektiği görüntüleri görürsünüz.
Girin kendi evinizi bulun.
Kimden neyi saklıyorsunuz?
Fotoğraf çekmek yasak mı? Geç Haliç'in karşı kıyısına, al eline bazuka gibi teleobjektifleri, çek Allah çek.
***
Bir ara Türkiye'de 'orienteering' denilen yarışmaları yapmak mümkün değildi. 'Orienteering'de, elinize bir harita, bir de pusula veriyorlar, dağda bayırda koşarak, belli noktaları buluyor ve 'buradan geçtim' işareti bırakıyorsunuz. En hızlı olan, işaret noktalarını en çabuk dolaşan kazanıyor.
Parkurlar çeşitli: Kısa-uzun, kolay-zor... 'Orienteering'e genç yaşlı, kadın erkek herkes katılabiliyor. Yön bulma becerisiyle, bedensel gücü bir araya getiren harika bir halk sporu.
Şu anda durum nedir bilmiyorum ama 5-6 yıl önce Türkiye'de orienteering yapmak mümkün değildi. Çünkü Genelkurmay haritaları vermiyordu. Bu yüzden İstanbul'un, İzmit'in ya da faraza Kastamonu'nun kırsal alanında orienteering yapmak imkânsızdı.
Askeri tesis mi var söz konusu alanlarda? Yok. Terör-merör? O da yok. Ee, peki niye vermiyorsunuz haritaları? "Yassah hemşerim!"
Vermiyorsun da, neyi koruyorsun? Dediğim gibi adam uzaydan her şeyi, herkese gösteriyor zaten. Üstelik bedava.
İleri askeri teknolojiler derseniz... Ohooo, onlar iyice uçup gitmiş durumda. Tepeden her şeyi görüyorlar!
Fotoğraf çekmek yasakmış. İyi.