Haberi hatırlarsınız: 23 Haziran günü İstanbul'dan kalkıp Bodrum'a gidecek olan uçak rötar yaptı. Bunun üzerine Kaptan Pilot Seçkin Makal, yolculardan "şirketi adına" özür diledi.
Vay sen misin bunu yapan... Pilot Makal disiplin kuruluna sevk edildi. Dün karar çıkacaktı. Ben bu satırları yazarken henüz bir haber yoktu.
Geçtiğimiz Perşembe günü biz de İstanbul'dan Dalaman'a uçtuk. THY uçağının 07:05'te kalkması gerekiyordu. Biz 07:15 sularında uçağa bindik. Bekle, bekle... Derken 07:45 gibi bir anons yapıldı. Bilgisayarlar mı bozulmuş ne olmuş, uçak geç kalkacakmış... Bir saatten fazla bekledik. Neticede 08:50 sularında uçak kalktı.
O dar koltuklarda bir buçuk saat oturmanın nasıl bir sıkıntı yarattığını tahmin edersiniz. Önemli olan ISO 9000 Kalite Güvence Belgesi almak değil... Kaliteyi koruma ve geliştirme sistemini harfiyen yerine getirmek.
Peki böyle bir durumda pilot yürekten özür dilese, sorunla ilgili ayrıntılar verse, yolcuları aydınlatsa fena mı olur? Yolcular da insan yerine konduklarını hisseder! Değil mi? THY'nin cezalandırmak yerine Kaptan Pilot Seçkin Makal'a teşekkür etmesi gerekir.
Bir misal vereyim... Yanımdaki yaşlı yolcunun sağ gömlek koluna erkek hosteslerden biri çikolatalı puding gibi bir şey döktü. Bizim yaşlı yolcu başladı söylenmeye. Derken iki kadın hostes uzun uzun uğraşarak gömleği temizledi. Görmeliydiniz... "Şikayet edeceğim, böyle hizmet olur mu" diye konuşup duran adam gitti...
Onun yerine zevkten dört köşe olmuş bir yolcu geldi. Ama bu kez de "Erkekler bu işi beceremiyor... Hosteslerin tamamı kadın olmalı" demeye başladı.
Hazır konu THY'den açılmışken... Kaptanından hostesine birçok anonsu anlamak mümkün değil. Çünkü lafı ağızlarının içinde yuvarlıyor, kelimeleri yutup duruyorlar. Kardeşim, madem bu anons gerekli... Madem kurallar bunu emrediyor. Şu işi doğru dürüst yapın. Hadi Türkçe anonsları az buçuk anlıyoruz da İngilizceler iyice felaket.