Denizli'nin Honaz ilçesinde, eşini, cep telefonuna mesaj göndererek rahatsız ettiği gerekçesiyle uyardığı Arif A. tarafından bacağından tabancayla vurularak, yaralanan Yaşar Kocaboğa (40), şüphelinin serbest bırakılmasına tepki gösterdi. Kocaboğa, "Can güvenliğimiz yok" dedi.
Honaz ilçesinde 30 Eylül günü yaşanan olay iddiaya göre şöyle gelişti; 3 çocuk annesi Seher Kocaboğa'nın (37) cep telefonuna, daha önce aynı okulda çalıştığı hizmetli Arif A., "Beni adam yerine koymadın. Onlara davrandığın gibi davran dedim, hala aynı şeyi yapıyorsun", "Ya beraber çıkarız ya da bedelini öderiz. Benim kaybedeceğim bir şey yok hayatta. Gerisini siz düşünün. Yerim hazır, vasiyet ettim. Kefeniniz hazır, kaderim neyse razıyım" yazılı mesajlar gönderdi. Kadın da mesajları, bir mermer fabrikasında çalışan işçi Yaşar Kocaboğa'ya (40) gösterdi.
Kocaboğa da olay günü, Arif A.'nın görev yaptığı okula gitti. İkili arasında çıkan tartışmada, Arif A., Kocaboğa'yı tabancayla bacağından vurdu. Yaralanan Kocaboğa, Honaz Devlet Hastanesi'ne kaldırılırken, kaçan Arif A. kısa sürede yakalanıp, gözaltına alındı.
Sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Arif A. çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Hastanedeki tedavisinin ardından taburcu edilen Kocaboğa ise şüphelinin serbest bırakılmasına tepki gösterip, can güvenliğinin bulunmadığını söyledi.
'SİLAH TUTUKLUK YAPMASA BELKİ BENİ ÖLDÜRECEKTİ'
Yaşar Kocaboğa, Arif A.'nın eşini telefonla taciz ettiğini, kendisini uyarmak için okula gittiğini ancak ölümden döndüğünü anlatarak, "Okulda elindeki silahı bana doğrulttu. Kendimi koruyabilmek için yumruk attım. O da silahı ateşledi. Bir süre boğuştuk. Bu sırada bacağıma iki kez ateş etti. Daha sonra kaçıp, gitti. Sol bacağımdan yaralandım. Dışarı çıktığımda, okulun yan tarafından tutukluk yapan silahını onarmaya çalışıyordu. Silah tutukluk yapmasa belki beni öldürecekti. Onda silah olduğunu bilmiyordum, bilsem gitmezdim. Olayın yaşandığı sırada okulda onlarca öğrenci vardı. Bana kurşun isabet etti, yaralandım. Ya bir çocuğa isabet etseydi ne olacaktı? Bir gün gözaltında kaldı, sonra serbest bırakıldı. Bugün evimdeyim. Sonraki zamanlarda çalışmak zorundayım. Evimin can güvenliğini kim sağlayacak? Ben Arif A.'nın tutuklanmasını istiyorum. Dışarıda olduğu her saniye bizim için bir tehdit ve tehlike demek" dedi.
'ÇOCUKLARIMIZ VE BİZ TEHLİKE ALTINDAYIZ'
Seher Kocaboğa da aile olarak korku içinde yaşadıklarını söyledi. Arif A. ile 2 yıl aynı okulda çalıştıklarını belirten Kocaboğa, "Bu süre zarfında okulda yanıma biri gelse 'O kim? Onunla bir diyaloğun mu var? Bu adamla görüşüyor musun?' tarzında sorular soruyordu. Bu adam kafayı bana takmış. Bana eşiymişim gibi davranıyordu. Son olarak 'Seni eşine söyleyeceğim. Senin yuvanı bozacağım, ben ölümü göze aldım. Kefenimi hazırladım. Her şeye katlanacağım ama senin de yuvanı bozacağım' gibi mesajlar gönderdi. Bu mesajları eşime gösterince uyarmak için okula gitti.
Eşimi yaraladı ama tutuklanmadı. Hiçbir ceza almadan salıverildi. Ben adalet istiyorum. Benim şu an can güvenliğim yok. Psikolojisinin iyi olduğunu düşünmüyorum. Takıntı yapmış beni, ne yapmaya çalıştığını anlamıyoruz. Çocuklarımız ve biz tehlikedeyiz. Eşim yaralı ama onu öldürebilirdi. Şu an böyle bir şeyi yapmayacağından nasıl emin olalım? Kadın cinayetlerini görüyoruz. Ben bu adamı sapık olarak görüyorum ve tutuklanmasını istiyorum" diye konuştu.