Kayserili bir ailenin en küçük çocuğu Hüseyin Görücü, tüm ailesinin işitme engelli olduğunu belirterek, "Ben ve annem doğuştan işitme engelliyiz. Babam ve ağabeyim ise geçirdikleri yüksek ateşli bir hastalık nedeniyle duyma yetilerini kaybettiler. Fakat hepimiz işaret diliyle konuşabildiğimiz için bir sorun yaşamıyoruz. Birlikteyken çok mutluyuz. Bizim için asıl zorluk dışarıya çıktığımız zaman başlıyor. Genellikle insanlar işaret dili bilmediği için iletişim kurmakta zorlanıyoruz. O yüzden hastane, okul, adliye gibi birçok alanda tercümanların olması gerekiyor." İfadelerini kullandı.
"SPOR HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI OLDU"
Anne ve babasının okuma yazma bilmemesine rağmen kendisini okutmak için çok çabaladığını anlatan genç adam, kelimeleri 7 yaşından itibaren tanımaya başladığını, hayata dezavantajlı başlamasına rağmen toplum içerisinde eşit olduklarını belirtti. Çalışma ve okuma azmi sayesinde Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi'ni kazanarak antrenörlük eğitimi ve formasyon aldığını söyleyen Görücü, " Spora karşı olan ilgim 8 yaşlarında annemle gittiğim bir parkta başladı. Orada futbol oynayan çocuklar dikkatimi çekti. Öte yandan o dönemlerde ağabeyim de Ankara İşitme Engelliler Spor Kulübü'nde oynuyordu. Onun da yönlendirmesiyle bu merak aslında hayatımın dönüm noktası oldu." dedi.
HEDEFİM A MİLLİ TAKIMDA OYNAMAK
"hayatımdaki engelin hayallerimin önüne geçmesine izin vermiyorum. Çalıştıkça her şey mümkün" diyen Hüseyin Görücü, "Eğitim hayatımda zorlansam da üniversiteden mezun oldum ve yapamazsın diyenlere inat antrenörlük yapıyorum. Şimdilerde Ankara İşitme Engelliler Spor Kulübü bünyesinde hem futbol oynuyorum hem de kulübün başkan yardımcısı olarak görev alıyorum. Hatta bundan 6 yıl önce de (2008) U21 Milli Takım Avrupa Şampiyonası kapsamında İsveç'te altın madalya alarak başarımı kanıtladım. En büyük hedefimse A Milli takımda yer alarak işitme engellilerin de bu alanda yapabileceklerini göstermek." Şeklinde konuştu.
BENİM EN MUTLU GÜNLERİMDEN BİRİ
Küçük yaşlardan itibaren yarışmanın takipçisi olduğunu ve kendi kendine sürekli yarıştığını anlatan Hüseyin Görücü yarışmaya katılmaya karar verme sürecini ise şöyle anlattı; "Yıllardır yarışmayı izlerim. Ancak fark ettim ki hiç işitme engelli bir yarışmacıya denk gelmedim. Ana diliyle (İşaret dili) yarışan kimse olmadı. Ve kendime 'o koltukta oturmalıyım' dedim. Biz işitme engelliler aynı zamanda Türkçe yazılı metinleri tam anlayamadığımız için bu etkinliklere katılmaya cesaret edemiyoruz. O yüzden o koltuğa oturduğum gün benim en mutlu günlerimden biri oldu."