İstanbul'da Meme Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri kapsamında Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'nde düzenlenen etkinlikte, "Meme Kanserinin Farkındayız-Nasıl Korunabiliriz" konulu bir seminer düzenlendi. Genel Cerrah Doç. Dr. Ebru Şen tarafından verilen seminerin ardından meme kanseri olan hastaların anlatımlarından oluşan bir video gösterimi yapıldı. Nefes Eğitmeni Şule Kocadölü ise, katılımcılara nefes seansı deneyimi yaşattı. Katılımcılardan Canan Erk'in eşi müzisyen Volkan Erk, Elvis Presley kostümüyle konser vererek katılımcılara eğlenceli dakikalar yaşattı.
"BU HASTANE BENİM İÇİN YAPILDI DİYE DÜŞÜNDÜM"
Yaklaşık bir yıldır tedavi gören, eşi ve çocuğu için hayata tutunduğunu dile getiren Canan Erk, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Meme ağrısıyla doktora gittim, ultrason ve mamografiden sonra ortaya çıktı. İyi ki bu hastaneye gelmişim dedim ve hatta bu hastane benim için yapıldı diye düşündüm. Ebru hocam da doktor değil bir melek gibiydi ve bana hayat verdi. İlk öğrendiğimde çok endişelenmiştim sanki ölüm size 'merhaba' diyor. İyileşebileceğinizi düşündüğünüz ve tedavinin kolaylıkları söylendiği an ise 'Evet, herkes başardıysa ben de başarabilirim' diyorsunuz. Eşim beni çok seviyor, ben de onu çok seviyorum. O bana 'Eğer sen ölürsen ben de hayatımı kaybedeceğim, kendimi yitireceğim' dedi. Ben de onun için mücadele ettim. Ben mememe dokunmaya korkuyordum ve kendimi muayene etmedim, dokunduğumda da zaten çok geç kalmıştım. Bütün kadınlara vücutlarına dokunmaktan korkmasınlar diyorum. Dokunsunlar, vücutlarını kendilerini sevsinler. Ben ilk saçlarımı kestiğimde 'Ne kadar güzelsin' dedim kendime. Kendini sevmekle başlıyor aslında her şey."
GENÇLERDE DE GÖRÜLEBİLİYOR
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Ebru Şen, "Kendi kendilerini muayene edip göğüs dokularını tanımalılar. Bunun yanı sıra 40 yaşından sonra düzenli olarak yılda bir mamografi kontrolleri yapılmalı. Kanser çağımızın hastalığı ve artık gençlerde de gözükmeye başladı. Üzücü ama genç hastalarda daha ciddi seyredebiliyor. Ne kadar erken teşhis edersek o kadar iyi" şeklinde konuştu.
"GÖĞÜS DOKUSU ÇÜRÜYÜP DÖKÜLEN HASTAM VARDI"
Ailesinde meme kanseri hikayesi olanların daha çok risk altında olduğunun altını çizen Şen, "10 meme kanserinden bir tanesine genetik sebep bulabiliyoruz. Kadın olmak, yaşlanmak, kadınların hormonel olarak aktif olma sürecinin uzaması, erken yaşta göğüs duvarına ışın tedavisi görmek, meme dokusunun yoğun olması, bunların yanında alkol ve obezite de çok ciddi risk faktörü. İnanların ertelemeden kendilerini muayene etmeleri gerekiyor. Tüm göğsü tamamen dolduran 15-20 cm memesinin üzeri simsiyah olmuş, çürümüş, parça parça dökülmeye başlamış bir hastam vardı. Artık göğüs dokusu kalmamış, göğüs dokusunun yerini kitle almıştı. O aşamaya gelene kadar gelmeyen hasta olabiliyor. İnsanların bu aşamaya kadar beklememesi lazım" ifadelerini kullandı.
KANSERDE KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ
Son yıllarda tanı ve tedavide eski yıllara göre çok büyük gelişmeler yaşadığına da belirten Şen, şöyle devam etti: "Artık kanser için çok büyük cerrahiler yapmıyoruz. Daha küçük cerrahiler yapıyoruz ve hasta özelinde karar vererek bireysel tedavi uyguluyoruz. Her hastaya aynı gömleği dikmiyoruz, kişiye özel bir tedavi uyguluyoruz. Kemoterapi ilaçları, cerrahide yaşanan gelişmelerle hastalarımıza tedavi sonrası daha kaliteli bir yaşam sağlayabiliyoruz. Akıllı ilaçlarla ve ameliyat sonrası ışın tedavisiyle birlikte çok fazla olumlu sonuç alabiliyoruz."