Abese suresi 42 ayetten oluşmaktadır. Tamamıyla Mekke'de indirilen bu sure ismini, birinci ayetinde geçen 'abese' kelimesinden almıştır. Abese kelimesi, 'yüzünü buruşturdu' anlamına gelmektedir. İslam Peygamberi, Mekke'nin ileri gelenlerine İslami davette bulunduğu hassas döneminde, Abdullah bin Mektum yanına gelerek Kuran'dan bir şeyler anlatmasını istemiştir. Bunun üzerine Peygamber, bu hassas zamanda kendisinin rahatsız edilmesinden dolayı o kişiye kızıp yüzünü buruşturmuştur. Bu davranışı Allah tarafından hoş karşılanmayınca, bu sureyle Peygamber'i uyarmıştır.
Müslümanlar için önemli bu sure sık sık okunmalıdır. Özellikle hacetlerin hepsinin gerçekleşmesi için Abese suresinin 20 ayetini günde 3 defa okumak gerekir. Bu ayeti okuyan kişi, her türlü tehlike ve beladan kurtulur. Kişi, ilişkilerini yolunda yürümek ve başarılı olmak için bu ayeti okumak son derece önemlidir.
Śumme-ssebîle yesserah(u)
Sonra ona yolu kolaylaştırdı.
Abese suresinin tefsiri, 17-23. ayetler arasında belirtilmiştir. Buna göre;
Burada "Kahrolası o insan!" şeklindeki yergi ifadesiyle genel olarak insanlığın değil, Hz. Peygamber'le yaptıkları tartışmalarda yeniden dirilmeyi inkâr eden putperestlerin, bir rivayete göre özellikle Ebû Leheb'in oğlu Utbe'nin kastedildiği belirtilmektedir. Âyetlerde gerek söz konusu kişiye gerekse yeniden dirilme konusunda tereddüdü olan herkese, insanın hiç yokken varlık alanına nasıl çıkarıldığı hatırlatılmakta, böylece insanlar düşünme ve inanmaya teşvik edilmektedir. "Sonra ona yolu kolaylaştırdı" meâlindeki âyeti müfessirler "Ana rahminden çıkmayı kolaylaştırdı" veya "Hayır yahut şer yolunu seçme imkânı verdi" şeklinde yorumlamışlardır. Taberî âyetin bağlamını dikkate alarak birinci yorumu tercih etmiştir (bk. XXIX, 35). Ancak bize göre ikinci anlam, yani insanın iyilik-kötülük, iman-inkâr, doğru-yanlış şeklindeki alternatifler arasında seçim yapma gücüne sahip varlık olarak yaratılması daha çok hatırlatılmaya değer bir lütuftur; dolayısıyla âyetin bağlamına da daha uygundur. Çünkü bu özelliğiyle insan dünyadaki diğer bütün yaratılmışlardan üstün ve seçkin kılınmıştır. Bu gerçek yanında, insanın bir gün ölüp kabre konduktan sonra Allah'ın dilediği bir vakitte tekrar diriltileceğini hatırlatan 21-22. âyetler ile Allah'ın buyruklarına uymayanları kınayan 23. âyetten şu sonuç ortaya çıkmaktadır: Allah insana iyilik ve kötülük yolları arasında seçim yapma imkânlarını bahşetmiş, dolayısıyla ona ihtiyacı olduğu kadar özgürlük alanı açmıştır. Bu özgürlüğe sahip olması ona Allah'ın buyruklarını yerine getirme sorumluluğu yüklemektedir. Nihayet insan, bir gün bu hayatı terk edecek ve özgürlüğünü doğru kullanarak sorumluluklarını yerine getirip getirmediği konusunda hesap verecek, karşılık görecektir.