Minik Emir Vefa, Altıntas ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. O dönem Bilecik'te yaşıyorlardı. 1.5 yaşında nefes darlığı baş gösterince bitmek bilmez hastane süreci başladı. Akciğerinin sağ tarafını tamamen kaplamış, kalbini de sıkıştıran büyük bir kitle tespit edildi. Küçük çocuk hırıltılı nefes alıyor, oksijensizlikten bacakları morarıyor, uyuyamıyor, büyük zorluklar çekiyordu. Tedavisi Ankara'da devam edeceğinden aile memleketleri Eskişehir'e taşındı. Emir Vefa'ya Ewing Sarkom (kemik ve yumuşak dokuyu istila eden bir tümör) teşhisi konuldu ve hemen kemoterapiye başlandı. Ancak tümörde küçülme olmadığı, bu büyüklükteki bir tümörün de cerrahi operasyonla çıkarılamayacağı söylendi.
'BİR MUCİZEYİ YAŞADIK'
Emir Vefa, her geçen gün daha da kötüleşiyordu. Nefes darlığı başgöstermiş, sürekli hava veriliyor, bağışıklığının çökmesi nedeniyle en küçük şeyden bile enfeksiyon kapıyordu ve uzun süre hastanede yatıyordu. Baba Mehmet Altıntas, en ümitsiz, en çaresiz anında internette arama yaptı ve Prof. Dr. Semih Halezeroğlu'na ulaştı. Emir Vefa hemen ameliyata alındı ve 1.5 yaşında başlayan hastalığı 3 yaşında yattığı ameliyat masasında son buldu, Emir yeniden doğdu. Anne Elif Altıntas ve baba Mehmet Altıntas, "Bir mucizeyi yaşadık. Semih hocamız oğlumuza yeniden hayat verdi" derken, Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu, nadir merkezlerde yapılan bu ameliyat için, "Bu kanser türü dünyada ve ülkemizde son derece nadir görülüyor. Küçük hastamızda son derece büyüyüp akciğerini tamamen söndürmüş, kalbini itmiş ve nefesini engellemiş, adım atamaz durumdaydı. Bu tümörün ameliyatı zordur ama kesinlikle imkansız değildir. Ameliyatı başarılı geçti. Sağlam sınırlarla, 15 santim civarındaki, yaklaşık 2 kiloluk tümörü tamamen çıkardık. Kaburgalarını aldığımız yere de çocuklar için kollajenden geliştirilmiş çok özel bir yama koyduk. Şimdi artık yaşamı boyunca düzenli takiple, inanıyorum ki çocuğumuz sağlıklı bir şekilde uzun yıllar yaşayacak" dedi.
