Türkiye´nin muz üretimi Ar-Ge ile katlanarak artıyor | Video
Türkiye´de yerli çeşitlerle muz üretimi de tüketimi de hızla artıyor. Yerli üretimde 728 bin tona ulaşılırken, tüketim ise 1 milyon ton civarında gerçekleşiyor. Son yıllarda yürütülen AR-GE çalışmalarıyla yerli üretim destekleniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü´ne (TAGEM) bağlı, Mersin´in Erdemli ilçesindeki Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tescil ettirdiği 4 yeni muz çeşidine, seleksiyon ıslahıyla geliştirdiği yeni bir çeşidi daha eklemenin hazırlığında. Tescile sunulan yeni çeşit açıkta daha geniş alanlarda üretime imkan sağlayacak. Yeni çeşitle birlikte Adana, Osmaniye, Hatay ve Antalya´da ciddi anlamda geniş alanlarda açıkta muz yetiştiriciliği yapılabilecek.
Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü Cengiz Türkay, yerli muzun üretiminin hızla arttığını ve artmaya da devam edeceğini söyledi.
Yürüttükleri AR-GE çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Cengiz Türkay, "2005 Yılında muzda AR-GE çalışmalarına başladık, halen devam ediyoruz. 13 farklı proje tamamladık ve devam eden projelerimiz var. Ülkemizde muzda ciddi bir başarı hikayesi var. Biz 2000 yılında 50 bin tonluk bir yurt içi yerli üretim yapıyorken, tüketimimiz yaklaşık 100 bin tondu. 100 bin ton üretmeye başladığımızda birkaç yıl sonra tüketimimiz 200 bin tona çıktı. Şuanda 728 bin tonluk bir üretimimiz var, tüketimimizin de yaklaşık 1 milyon ton civarında olduğu değerlendiriliyor. Yurt içi üretim arttıkça, yurt içi tüketimde arttı. Bundan 20 yıl önce her sofraya giremeyen, biraz daha yüksek gelir seviyesine hitap eden muz meyvesi artık yerli üretimin artmasıyla beraber her sofraya rahatlıkla girebiliyor. Bu da yaptığımız AR-GE çalışmalarının bir sonucu" dedi.
"ÇEŞİTLERİN HER BİRİ BİR BAŞARI HİKAYESİ"
Geliştirip tescil edilen 4 farklı çeşidin bulunduğunu ifade eden Türkay, "Bunlardan en önemlisi 'Alata Azman' çeşidi. 2019 yılında tescil ettirdik bu çeşidimizi. Bu çeşidimizin üretim hakkını kamu ihale mevzuatına göre özel sektöre devrettik. 2020 yılında bu çeşidimizden 2 milyon fidan üretildi. 2021 yılında da 4 milyon fidan üretilmesi hedefleniyor. Yani bu şu demek, 2 yılda 6 milyonluk bir fidan üretimi ve Türkiye´de yaklaşık 20 milyon muz ağacı olduğunu değerlendirirsek, muz bitkilerinin yaklaşık 3´de biri 2 yılda bizim geliştirdiğimiz çeşitlerle yenileniyor. Bu ciddi bir başarı hikayesi diyebiliriz" diye konuştu.
"AÇIKTA DAHA GENİŞ ALANLARDA ÜRETİM İMKANI SUNACAK YENİ BİR ÇEŞİDİ TESCİLE SUNULDUK"
Açıkta geniş bir alanda yetiştiriciliğe uygun bir çeşit adaylarının bulunduğuna dikkat çeken Türkay, "Bu çeşidimizi tescile sunduk, tescil süreci bittikten sonra mevzuata uygun bir şekilde özel sektöre üretim hakkını devredeceğiz. 2005 yılında bir seleksiyon ıslahı çalışması başlattık. Mersin´den Antalya´ya kadar Manavgat´a kadar o dönemde bulunan bütün muz sahalarını gezerek bir seleksiyon ıslahı geliştirdik. Ve 103 tane birey bulduk. Bu bireyleri enstitümüz Alata'da genetik kaynak parselimize diktik. Yeni geliştirdiğimiz çeşit seleksiyon ıslahı yöntemiyle geliştirilen bir çeşit. Bu bağlamda seleksiyon ıslahının neticesi olarak çeşidi tescil aşamasına getirdik ve tescile sunduk" dedi.
"ÜRETİM KONSEPTİ DEĞİŞEBİLİR"
"Açıkta yetiştiriciliğe uygun çeşit adayımız tescil edildiğinde Türkiye´deki muz konsepti değişebilir" diyen Türkay, "Şöyle ki şuanda üretim daha ziyade örtü altında Antalya ve Mersin´in ilçelerinde yoğunlaşıyor. Ancak açıkta yetiştiriciliğe uygun çeşitlerimizin üretime girmesiyle beraber Adana Ovası´nda Çukurova´da, Hatay Ovası´nda Amik Ovası´nda ve Antalya Ovası´nda ekonomik anlamda açıkta yetiştiricilik yapılabilecek. Bu da ciddi anlamda geniş alanlarda açıkta muz yetiştiriciliğinin yapılabileceği anlamına geliyor. Yani üretim konsepti değişebilir. Açıkta yetiştiricilikte serada olduğu kadar, örtü altında olduğu kadar yüksek bir hevenk yani bitki başı verim elde edilemiyor. Ancak üretim maliyetleri düşeceği için daha geniş alanda üretici açısından daha karlı bir yetiştiriciliğe imkan sağlıyor" şeklinde konuştu.