Osmanlı’da hayvan hakları! Sadık Albayrak anlattı: Dünya halen buna ulaşamadı | Video

Osmanlı’da hayvan hakları! Sadık Albayrak anlattı: Dünya halen buna ulaşamadı | Video

04.10.2023 | 14:48

4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü… Türkiye’de hayvan hakları yüzyıllar öncesine dayanıyor. O yıllarda yapılanlar bugüne dahi örnek gösteriliyor. Osmanlı Devleti döneminde de hayvan hakları devlet tarafından korunuyordu. Öyle ki, ilk hayvan hastanesi Osmanlı döneminde kuruldu. Gazeteci-yazar Sadık Albayrak, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Osmanlı döneminde “İkindi vaktinden sonra hayvanların çalıştırma yasağına dair ferman” yayınlandığını belirterek, “Yani güneşin doğumundan ikindiye kadar hayvan çalıştırabiliyorsun. . Bu da 8-10 saat eder. Bu 8 saate hala dünya ulaşmış mı?” dedi.

Bugün; 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü... Bizim hayvanlara olan sevgilimiz Osmanlı devletine dayanıyor. O dönemde de hayvan hakları devlet tarafından korunuyordu. Öyle ki hayvanlara eziyet edenlere falaka cezası bile uygulanıyordu. Hatta ilk hayvan hastanesi Osmanlı döneminde kuruldu.

"DÜNYA HALEN BUNA ULAŞAMADI"

Gazeteci-yazar Sadık Albayrak, konuyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Osmanlı Devleti döneminde hayvan haklarının nasıl korunduğunu anlatan Sadık Albayrak, "İkindi vaktinden sonra hayvanların çalıştırma yasağına dair ferman. İkindiden sonra hayvan çalıştıramazsın. Başka bir fermanda; yük hayvanlarına binme yasağı ve Cuma tatiline dair ferman diyor.

Yani güneşin doğumundan ikindiye kadar hayvan çalıştırabiliyorsun. Bu da 8-10 saat eder. Bu 8 saate hala dünya ulaşmış mı? Vakt-i asra kadar çalıştırabilirsin. Bir de Cuma günleri tatil var. Böyle bir medeniyet ve uygarlık görüldü mü?" ifadelerini kullandı.

İLK HAYVAN HASTANESİ OSMANLI DÖNEMİNDE KURULDU

Yayımladığı fermanlarla hayvanlara verdiği önemi gösteren Osmanlı Devleti, aynı zamanda dünyanın ilk hayvan hastanesini açmıştı.

Anadolu kültüründe "uğurlu" ve "bereketli" görülen leylekler ve göçmen kuşlar için oluşturulan Gurebahane-i Laklakan, dönemi için oldukça ileri bir adımdı. Dünyada bir başka eşi benzeri yoktu. Osmanlı döneminde, yük hayvanlarının yaşlandıktan sonra iyi bakılmaları için sahiplerinin maaşa bağlanması, yaralı kuş evleri gibi yenilikler güzel örnekleriyle karşımıza çıkıyor.

OSMANLI'DAKİ HAYVAN VE ÇEVRE HAKLARI KONUSUNDA ONLARCA BELGE GÜN YÜZÜNE ÇIKTI

Gazeteci-yazar Sadık Albayrak imzalı '41 Belge Işığında Eski İstanbul'da Sosyal Hayat ve Çevre' isimli kitap ile Osmanlı'daki hayvan ve çevre hakları konusunda onlarca belge gün yüzüne çıktı. Bugün hâlâ Adalar'daki atlara yapılan eziyet tartışılırken, kitapta 3'üncü Selim döneminde, 3 Aralık 1800'de çıkarılan fermanla yük taşıyan hayvanların cuma günleri çalıştırılmasının yasaklandığı görüldü.

İşte kitaptan ayrıntılar:

1'inci Mahmut döneminde, 1731 tarihli fermanda eziyet olduğu gerekçesiyle yük taşıyan hayvanların üstüne binilmemesi isteniyor. Fermanda, şöyle deniliyor: "İstanbul'da at hamallarının ikindi vaktinden sonra atlarına yük yüklememeleri ve kendilerinin de atlarına binmemeleri için bütün yük atlarının ortasına (semer) üçer tane demir çivi konması kanunlaştırılmış olduğu halde, bazı kişilerin eski alışkanlıklarına göre hareket ettikleri ihbar olunmuştur. Atların semerlerinin ortasına onlara binmemeleri için, eskiden olduğu gibi üçer tane birbirinin aynısı demir çivi koymalarını ve ikindi vaktinden sonra atlarına yük yüklememelerini sıkı bir şekilde tembih ediniz; diye buyruldu."

İKİNDİDEN SONRA VE CUMALARI

3'üncü Selim döneminde, 1800'de çıkarılan fermanda ise yük hayvanlarına haftada bir gün tatil şart koşuluyor. Fermanda, "At hamallarına, yüklerini gerekli yere taşıdıktan sonra geri dönerken atlarına binmemeleri için eskiden beri olduğu gibi, atlarının semerlerinin üzerine demirden bir sur yaptırmaları ve hayvanları, her gün ikindiden sonra ve cuma günleri çalıştırmamaları emredilmiştir" deniyor.

KURBAN ATIKLARINA DİKKAT

Kurban Bayramı'nda kesim sonrası ortaya çıkan kirli görüntülerden Osmanlı döneminde de ciddi rahatsızlık duyulduğu 2'nci Mahmud döneminde çıkarılan fermandan da anlaşılıyor. 26 Ağustos 1822 tarihli fermanda şöyle buyruluyor: "Bu kurban bayramında kesilecek olan kurbanların, baş, ayak, ciğer ve etlerini çarşı ortasına köşe ve bucaklara bırakarak kötü koku yayılmasına neden kişilerin engellenmesi... Her bir imamın kendi mahallesinin ahalisine, bu fermana aykırı hareket edenlere hadlerini bildireceğini ifade ve beyan etmeye bir an önce başlaması için bütün imamlara bu yüce fermanı ilan et ve bildir."

FERMANLARLA ESKİ İSTANBUL

Hürriyet'ten Ömer Erbil'in haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu 1997'de ilk baskısı yapılan "41 Belge Işığında Eski İstanbul'da Sosyal Hayat ve Çevre" isimli Sadık Albayrak imzalı kitabın 3'üncü baskısı Arapça, İngilizce ve Türkçe olarak yapıldı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın babası olan Sadık Albayrak, kitabı İstanbul mahkemelerinde yer alan on bine yakın defteri tarayarak binlerce evrak arasından bulup çıkardığı insan, hayvan ve çevre konusundaki 41 belge üzerine hazırladı. İstanbul'un sosyal hayatı ile hayvan ve çevre ilişkilerini gösteren belgeler günümüz hayatına da ışık tutuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından basımı gerçekleştirilen kitabın takdimi de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kaleme alındı.

TEMİZLİK YAPMAYAN İMAMDAN HESAP SORUN

Kitapta Şer'i Sicil arşivi yanı sıra İstanbul kadılığı ve diğer mahkemelerdeki belgeler araştırıldı. Hayvan haklarının yanı sıra mahalle ve dükkânların önlerinde biriken çöpler, kurban atıkları, içki ve alkol yasakları gibi pek çok konuda aydınlatıcı bilgilere yer verildi. Evlerin ve dükkânların önünü süpürmeleri hatta yıkamaları gerektiğine dair 2'nci Mahmud döneminde yayınlanan fermanda ev ve dükkân önleri kirli olanlardan hesap sorulacağı ilan ediliyor. Cami ve mescid avlularının, 1696'da 2'nci Mustafa döneminde yayınlanan fermanla temiz tutulması emredilerek gerekli titizliği göstermeyen imam ve görevliler hakkında cezai işlem uygulanacağı belirtiliyor.

HAYVANI İTLAF GÜNAH

Sokak hayvanlarının belediye tarafından itlaf edilmesi üzerine Şeyhülislam tarafından yayınlanan 10 Aralık 1919 tarihli fetvada şöyle deniliyor:
"Bu uygulamanın öteden beri halk tarafından kötü olarak kabul edildiğinden bahseden birçok başvuru olmaktadır. Yüksek aklınızın buyurduğu gibi hareket etmek ve halkın kanuna aykırı olmayan gelenekleri ile maneviyatının da önemsenerek dikkate alınması hakkaniyetli idarenin geleneklerindendir. İslam dini de Allah'ın yarattığı bütün mahluklara zulüm ve eziyeti yasakladığı için yapılması gereken konusunda hüküm celadet sahibi Sadrazam'ındır"



Sıradaki

OTOMATİK OYNAT

SON DAKİKA