Evini taşıyan nakliyecileri, oğlunun kumbarasını çalmakla suçladı
Aydın'ın İncirliova ilçesinde, taşınma sırasında evlerindeki 3.5 yaşındaki oğluna ait olan ve içinde 10 bin lira bulunan kumbaranın nakliye şirketinin çalışanları tarafından çalındığını ileri süren 29 yaşındaki Gökhan Özdemir, polise şikayetçi oldu. Çocuğumun geleceğini çaldılar diyen Özdemir haklarını yasal yollardan sonuna kadar arayacaklarını söyledi. Nakliye şirketinin yetkilisi Tahsin Yıldırım ise suçlamaları kabul etmedi.
İncirliova Belediyesi'nde bina sorumlusu olarak çalışan 2 çocuk babası Gökhan Özdemir, geçen 29 Ağustos Cuma günü Cumhuriyet Mahallesi'nde kirada oturduğu evden Gerenkova Mahallesindeki başka bir eve taşınmak için bir nakliye şirketiyle anlaştı. Sabah saatlerinde nakliye şirketi görevlileri evi taşımaya gelerek eşyaları kamyona yükledi. Taşıma işlemi tamamlandıktan sonra Özdemir, evde sehpanın üzerinde duran ve 3.5 yaşındaki oğlu Rüzgar Özdemir'e ait olan, içinde büyük bölümü banknottan oluşan 10 bin lira bulunan kumbaranın yerinde olmadığını farketti. Özdemir, kumbaranın nakliye şirketinin çalışanları tarafından çalındığını ileri sürüp, polise şikayetçi oldu. Şikayetin ardından nakliye şirketi çalışanları iddiaya göre, içerisinde bir miktar bozuk para bulunan benzer bir kumbara getirip Özdemir Ailesi'ne teslim etmek istedi. Ancak, Özdemir Ailesi, bunun kendi kumbaraları olmadığını belirtip geri çevirdi.
'ÇOCUĞUMUN GELECEĞİNİ ÇALDILAR'
Çocuğumun geleceğini çaldılar diyen Gökhan Özdemir, haklarını sonuna kadar yasal yollardan arayacaklarını söyledi. Kumbaradaki parayı oğlu Rüzgar için 1.5 yıldır biriktirdiklerini belirtip, İçinde 10 bin lira vardı. Kumbara odada sehpanın üzerinde duruyordu. Ev taşınırken kendimiz götürecektik. Eşyalar kamyona yüklendikten sonra yukarı çıktığımızda kumbarayı bulamadık. Ev taşıma telaşı nedeniyle kumbarayı aramak o an aklımıza gelmedi. Yeni eve gelip eşyaları indirdiklerinde kumbaranın olmadığı aklımıza geldi. Nakliye şirketini arayıp, sorduğumda, Bilgimiz yok. Kamyonda kalmış olabilir bakalım gibi cevaplar verdiler. Kendilerinden şikayetçi olacağımı söyleyince ise telaşa kapıldılar. Bizim
kumbaraya benzeyen bir kumbara alıp, içine de bir miktar bozuk ara koyup bana getirdiler. Ancak, kunbaranın üzerindeki Hindistan'daki Tac Mahal'in ve Şanlıurfa'daki Balıklıgöl'ün resimleri var. Oysaki bizim kumbaranın üzerinde Kız Kulesi'nin resimi vardı. Madem bizim kumbarayı görmediler, kendileri ile bir ilgisi yok, o zaman nasıl benzerini getirdiler dedi.
Oğlu Rüzgar'a daha önce, Kumbaranda biriken parayı ne yacaksın diye sorduğunda Babama ev alacağım diye cevap verdiğini anlatan Özdemir, şöyle devam etti,
Ben evimden, altın veya para çalındı demiyorum. Çocuğumun geleceği çalındı, diyorum. Bu insanlar bir çocuğun kumbarasına el uzatacak kadar vicdansızlar ise bir şey diyemiyorum. Tek isteğim, o kumbarının geri getirilmesi.
'NEDEN BÖYLE BİR ŞEY YAPTIKLARINI ANLAYAMADIK'
Nakliye şirketinin yetkilisi Tahsin Yıldırım ise suçlamaları kabul etmeyip, Kumbara biz eşyaları taşırken diğer eşyaların arasına karışmış. Bizi arayıp, kumbaranın kayıp olduğunu söyledi. Biz de kamyona tekrar baktık. Kumbaranın kamyonda kaldığını farkettik. Nakliye işinde bu tür unutkanlıklar olabiliyor. Daha sonra kumbarayı kendilerine götürdük. Ancak, kumbaranın aynı kumbara olmadığı söyleyip, kabul etmediler. Neden böyle bir şey yaptıklarını biz de anlayamadık. Kumbarada zorlama veya açılma söz konusu değil. Biz alın terimizle çalışıyoruz. Daha önce de bu arkadaşın evini yine ben taşıdım. Sıkıntı olmadı. Polise şikayette bulunmuş, biz de ifademizi verdik dedi.