15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbecilere direnen gazi: Sadece vatanı düşündüm | Video
Ahmet Kahraman, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde hain darbe girişiminde, darbecilerin silahından çıkan kurşunla ağır yaralandı. Belden aşağısı felçli kalan Gazi Ahmet Kahraman, yurt dışından kendisi için özel olarak getirilen yürüme cihazıyla beş ay sonra yeniden ayağa kalktı. O geceden iki sene sonra, Ümraniye Belediyesi Mali İşler departmanındaki görevine geri dönebildi. Ahmet Kahraman “Allah bu ülkeye bir daha öyle bir gece yaşatmasın. Bu ülkenin bir gazisi olduğum için gurur duyuyorum” dedi. Kahraman, "Tedavi sürecim hala devam ediyor. His yok ama belli aparatlarla günlük tedavimi yapıyorum. Çok şükür devletimizin sonuna kadar yanındayım. Şu an yine öyle bir şey olsa ben bu sandalyeyle tekrar çıkarım oraya." diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANIMIZIN AÇIKLAMASINI GÖRDÜKTEN SONRA KÖPRÜYE GİTMEM BEŞ DAKİKA SÜRDÜ"
Darbe gecesi ailesiyle evinde olduğunu ve olayı televizyondan gördüğünü ifade eden Ahmet Kahraman, o gece yaşanılanları şöyle anlattı: "O gece annemlerde kalıyordum. Eşim ve çocuklarım memleketteydi. Yatsı namazından sonra haberler duyduk. İlk önce biz de 'intihar' bombacısıdır, diye düşündük. Sonra ambulansların çoğaldığını ve insanların tedirgin olduğunu gördük. Sonra köprüden haberler gelmeye başlayınca biraz bekledik ne olduğunu tam anlayabilmek için. Cumhurbaşkanımızın açıklamasını gördükten sonra köprüye gitmem beş dakika sürdü. Açıklamayı duyar duymaz iki kardeşimle birlikte köprüye gittik. Gittiğimizde insanlar geri geri gelmeye çalışıyordu. Bir kaçış hali vardı çünkü ateş açılıyordu. Herkes panikti. 'Gitmeyin ateş açtılar, vuracaklar' sesleri yükseliyordu. Ama biz geri dönmedik. En önde bayrak açılan grubun hemen yanındaydık. İki kardeşimi arıyordum ben. Çünkü ateş açılıyordu ve biz mecburen dağıldık. Herkes yere yattı. Üçüncü ateşi açtıklarında ben vuruldum. Ve kurşunun nereden girdiğini hissetmiyordum. Ama ayaklarımla bağlantı kesildi. Sırtüstü düştüm. Düştüğüm yerde panik yapmadım. Sadece ayaklarımı hissetmediğimi söyledim. İki kardeşime el kaldırdım 'ben buradayım, vuruldum galiba' dedim. Ortalık çok karanlıktı. Ve o karanlıkta kardeşlerim beni gördü. O sırada herkes birbirine yardım etmeye çalışıyordu zaten."
"ÖLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM, KELİME-İ ŞAHADET GETİRDİM"
Ahmet Kahraman, 15 Temmuz ruhuyla dimdik ayakta durduğunu ve pişman olmadığını belirterek şöyle devam etti: "Sırtüstü düştüğümde 'Herhalde şehit olacağım' dedim. Başıma gelen kişiler salavat getir, diyorlardı. Ben herhalde şehit olacağım, öleceğim şu an dedim ve kelime-i şehadet getirdim. Bir yandan da mutluydum bu kadar basit miydi kelime-i şahadet getirerek ölmek diye düşünüyordum. Sonra kardeşlerim geldi. Onlara sol tarafımda bir yanma var, dedim. Çünkü sol tarafımdan kurşun yedim. Tam göğüs altından. Ne var burada dedim. Bir şey yok sıyırmış sadece dedi. Ama öyle değilmiş. Kurşun girmiş içeri. Dalağımı parçalamış. Kalbimin aort damarının dibinden geçmiş, böbreğimi parçalamış. Ve omuriliğime saplanmış. Yani tam belden aşağıda olan his kısmımdan bağlantıyı kesmiş. Ben hissetmediğim için beni tuttular, hiçbir yerinde kan yok dediler. Çünkü dalak parçalanıp, kurşun girdiği yerden çıkmış. Aslında yaşamamın en büyük mucizesi o kan kaybının olmaması" dedi.