Bilim adamlarını şaşırtan samurun deniz keyfi
Çanakkale'de, iç sular, göl ve göletlerde yaşayan bir memeli türü olan su samurunun denizde yüzerken görülmesi bilim adamlarını şaşırttı. Eceabat'ın Kilitbahir köyünde Abdullah Ayer tarafından denizde yüzmeye çalışırken cep telefonuyla görüntülenen su samuru bilim adamlarını bile şaşırttı. Tatlı sularda yaşayan su samuru, Kazdağlarından Çanakkale boğazına dökülen Sarıçay'da balıkçılar tarafından sıklıkla görülebiliyor. Balıkçı barınakları yakınlarına kadar gelebilen su samurları bazen teknelere de çıkarak balıkçıların kendileri için bıraktığı balıkları yiyor. Yırtıcı bir tür olan su samuru, insanların yoğun olduğu bölgelere ise yaklaşmıyor. Su samurunun herhangi bir tatlı su bağlantısı olmayan boğazın karşı kıyısında, Kilitbahir'de görüntülenmesi, uzmanları bile şaşırttı. Su samurunu Kilitbahir kıyısında çektiğini belirten Abdullah Ayer, "İlk defa denizde yüzen bir su samuru gördüm ve çok şaşırdım. Daha sonra cep telefonumla görüntüledim" dedi.
Bu görüntüleri ilk defa gördüğünde çok şaşırdığını ifade eden Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi'nden Prof. Dr. Sezginer Tunçer, "Su samuru, adı üstünde göl ve göletlerde ve akarsularda, temiz olan biyotoplarda yaşayan bir memeli hayvan grubundandır. Fakat bu canlının Kilitbahir önlerinde görülmesi, bu canlının belki avlanmak için bir yerden bir yere göç etmesi olabilir. Bizim en yakın Çanakkale'de Sarıçay ve civarında buna ait görüntülerimiz mevcut. Fakat Sarıçay'la Kilitbahir arasında Çanakkale Boğazı var. Yani bu canlının bu boğazı yüzerek geçmesi bana göre imkansız. Çünkü hem beslenmek, hem de üreme amaçlı göçler yaptığını biliyoruz. Fakat boğazı bir yerden bir yere geçmesi bana imkansız gibi görünüyor. Fakat bölgemiz için yeni kayıt sayılabilir. Yani kıyılarımızın temiz olduğunun göstergesi olarak da kabul edebiliriz" şeklinde konuştu.
Daha evvel denizde su samuru duymadığını belirten Sezginer Tunçer, "Literatüre baktığımızda dünyada 13 tane su samurundan lutra lutra türü ülkemizde yaşamaktadır. Ve onun içinde hep lokarite ve dağılım haritalarına baktığımız zaman iç sular, göl ve göletler gösterilmektedir. Yani denizden böyle bir görüntü elde edilmesi bana göre çok ilginç ve bunun mutlaka takibi yapılmalıdır" dedi.
Su samurunun görülmüş olmasının, bu türün araştırılması, incelenmesi ya da koruma alanının genişletilmesi bakımından bir veri olabileceğini söyleyen Sezginer Tunçer, "Yani bu türün daha önceki dağılım dışında başka bir noktada ortaya çıkması bu bölgenin daha çok çalışılması gerektiğini işaret etmektedir. Zaten Kilitbahir ve Gelibolu Yarımadası bu çeşit canlılara ev sahipliği yapmaktadır. O yüzden doğal hayatı koruma dernekleri, bakanlığımıza ait kuruluşların bu gibi konularda daha hassas olması gerekmektedir. Yine üniversite olarak bizim üzerimize herhangi bir vazife düşerse seve seve bu araştırmalara katılacağımızı belirtmek isterim" dedi.