İstanbul’da otogarda bomba ile yakalanan şüphelilere 39 yıla kadar hapis istemi | Video

İstanbul’da otogarda bomba ile yakalanan şüphelilere 39 yıla kadar hapis istemi | Video

29.09.2021 | 11:00

İstanbul’da 15 Temmuz Demokrasi Otogarı’nda 5 kilogramlık patlayıcı yakalanmasına ilişkin 3 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. İddianamede, kuryelik yaptığı iddia edilen iki şüphelinin 8 yıla kadar, kuryelik yaptırdığı öne sürülen şüphelinin ise 39 yıla kadar hapsi istendi.

İstanbul'da 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nda 28 Nisan günü, 5 kilogram patlayıcı ile yakalanan iki şüphelinin de aralarında bulunduğu 3 şüpheli hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı. İddianamede, korona virüs tedbirleri kapsamında tam kapanma yapılacağı için kapanma öncesi İstanbul'dan diğer illere yoğun bir gidiş olduğu, terör örgütlerinin bu durumu eylem fırsatı olarak göreceği değerlendirilerek, 28 Nisan'da Bayrampaşa'daki Büyük İstanbul Otogarında çalışmalar yürütüldüğü, o esnada taksiden inen iki şüpheliden Ramazan Arslan'ın elinde siyah bir spor çanta olduğu ve şüphelilerin tavırlar sergiledikleri anlatıldı. Polis ekiplerinin yaklaşması üzerine şüphelilerin kaçmaya başladığının belirtildiği iddianamede, şüpheli Ramazan Arslan'ın kaçarken çantayı attığı ifade edildi.

ÇANTAYI VERECEKLERİ ŞÜPHELİNİN TESLİM OLDUĞU ANLATILDI
Çantanın alındığı ve şüpheli Ramazan Arslan'ın yakalandığının kaydedildiği iddianamede, çantanın içerisinde sigara paketlerinin olduğu, paketlere bakıldığında içerisinde sert, metal parça bulunduğu, bunun patlayıcı olabileceği değerlendirilecek Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ile Bomba İnceleme ve İmha Şube Müdürlüğü'ne haber verildiği belirtildi. Kaçma esnasında otogara doğru kaçan şüpheli İbrahim Zal'ın otogarda bir otobüste yakalandığının anlatıldığı iddianamede, şüphelilerin çantayı teslim edecekleri ismin şüpheli Yaşar Samur olduğunu söylemesi üzerine arama çalışmaları yürütüldüğü ancak şüphelinin o esnada kendisinin teslim olduğu kaydedildi.

"GETİRDİĞİMİZ MALZEMENİN SİLAH OLDUĞUNU SANDIM"
Şüpheli Ramazan Arslan'ın ifadesine yer verilen iddianamede, "Ne PKK/KCK terör örgütü ne de başka bir terör örgütü içerisinde hiçbir zaman faaliyet göstermedim. Bu örgüt içerisinde faaliyet gösteren hiçbir şahsı da tanımam. İbrahim Zal'ı çocukluğumdan beri aynı mahallede büyüdüğümüz için tanırım. Yaşar Samur ile yaklaşık 2 ay önce İbrahim Zal aracılığı ile tanıştım. Olay günü, arkamızdan, 'dur polis' şeklinde bir ikaz duymamız üzerine kaçmaya başladık. Elimdeki çantayı yol kenarında park etmiş bir aracın altına bıraktım ve kaçmaya devam ettik. Çanta içerisinde bomba olduğunu hiçbir şekilde bilmiyordum. Getirdiğimiz malzemenin silah olduğunu sandım. Bu olayı herhangi bir örgütsel faaliyet için gerçekleştirmedim. İçerisinde patlayıcı madde olduğunu sonradan öğrendiğim çantayı biz Yaşar Samur'a teslim edecektik. Bu çantayı sadece, İbrahim Zal'ın Fatih'te korsan taksiyle gittiğimizde, 1.80 boylarında erkek şahıstan aldığını biliyorum" dediği anlatıldı.

"KORONA VİRÜSTEN DOLAYI YARDIMA İHTİYACI OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM"
İddianamede, ifadesine yer verilen şüpheli İbrahim Zal'ın PKK terör örgütü ile alakasının olmadığını söylediği ve "Benimle birlikte yakalanan Ramazan Arslan uyuşturucu işinden dolayı cezaevinde yattı, örgütsel bir faaliyeti ya da irtibatı yoktur. Yaşar Samur ile işyerinde tanıştım. Yakalandığımız gün, Yaşar Samur beni görüntülü aradı. Hal hatır sorduktan sonra kendisinin koronadan dolayı temaslı olduğunu karantinada olduğunu dışarı çıkamayacağını ve bana bir işinin düştüğünü söyledi. Bugüne kadar benden hiçbir şey istememişti. Ben de korona hastalığından dolayı yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için yardım ederim dedim. Daha sonra bana Anadolu Yakasında bir arkadaşı olduğunu, ondan bir emanetini alıp kendisine getirmemi istedi. Yaşar Samur, buluştuğumuzda arkadaşının Aksaray' a geldiğini, Anadolu Yakasına geçmeye gerek kalmadığını söyledi. Arkadaşının benim adıma para gönderdiğini, adıma gönderilen paranın 875 dolar olduğunu, parayı Aksaray' da bir adresten alacağımı, paranın 650 dolarını arkadaşına vereceğimi, kalanın 100 dolarlık kısmını bozdurup taksi parasını ödememi, bozulan paradan da kalanın bize kalacağını söyledi" dediği kaydedildi.

"ADAMIN BELİNDEN BİR TANE SİLAH ÇIKARIP BİZE VERMESİNİ BEKLİYORDUM"
Şüpheli Zal'ın ifadesine yer verilen iddianamede, "Emanetten kastının silah olduğunu düşündüm. Emanetini aldıktan sonra evinin oraya gelip kendisine bırakmamı söyledi. Telefonu kapattıktan sonra bana arkadaşının konumu attı. Arkadaşının konumu Fatih' te sahilde bir yeri tarif ediyordu. Biz konuma doğru giderken Yaşar ağabey bana buluşacağım arkadaşının belden aşağısını gösteren ayakkabısı ve pantolonunu gördüğüm bir fotoğrafını ve numarasını gönderdi. Buluştuğumuzda adam bizi çimlerin arasına götürdü. Bana ağaç yapraklarının arasındaki siyah bir çantayı gösterdi ve gitti. Ben çantayı görünce şüphelendim. Ben adamın belinden bir tane silah çıkarıp bize vermesini bekliyordum. Adam çekip gitti. Çantayı aldım, hiç açıp bakmadım. Taksiciye bizi otogar tarafına götürmesini söyledik. Çanta ağır olduğu için çantanın içinde ne olduğunu merak ettik. Yoldayken Ramazan'a çantayı açıp bakmasını söyledim. Ramazan da çantayı açtı ve çantanın içinde bantlanmış bir kutuyu bana verdi. Kutu ince bir sigara kutusuydu ama ağır geliyordu. Ramazan bu kutulardan çantanın içinde birkaç tane daha olduğunu söyledi. Biz de Yaşar abinin birden fazla küçük silah ve mermi aldığını düşündük. Sonra çantayı kapattık" denildi.

"YAKALANMASAYDIK BU ÇANTAYI YAŞAR AĞABEYE VERECEKTİK"
Çantanın içindekilerden şüphelendikleri için polislerden kaçtıklarını söyleyen şüpheli İbrahim Zal'ın iddianamede yer alan ifadesinde, "Bu arada Yaşar ağabey beni aradı 'kardeşim ne oldu bir saat oldu gelemediniz' dedi. Bende, 'ağabey sen bizden bir şey istedin. Biz de senin işini gördük yardımcı olmak için. Polisler bizi kovaladı. Başımıza ne geldi' dedim. O da bana inanmadı. Bize kapının önünde beklediğini söyledi. Dalga geçtiğimi zannetti. Yaklaşık 5-10 dakika sonra otogara geldi. Yaşar ağabey otogara geldikten sonra Ramazan'ı sordu. Bana hesap sormaya başladı. Sanki bu durumun bütün sorumlusu kendisi değilmiş gibi bizi suçlamaya başladı. Tekrar emanetini istedi. Yaşar ağabey ortadan kayboldu. Polisler geldi beni otobüsün içinde yakaladılar. Ben yakalanmamıza sebep olan çantanın içerisinde bomba malzemesi olduğunu bilmiyordum. Bilmiş olsam ne olursa olsun bu işlere girmezdim. Yakalanmasaydık bu çantayı Yaşar ağabeye verecektik" dediği anlatıldı.

ŞÜPHELİ KENDİSİNE 200 DOLAR VERİLECEĞİNİ SÖYLEDİ
İddianamede, Yaşar Samur'un ifadesinde, "Cezaevinden arkadaşım olan Esat Köksal arayarak, 'Harem'de bir emanetim var, onu alabilir misin' dedi. Kendisine emanetin ne olduğunu sordum, o da bana bir tane silah dedi. 'Pandemiden dolayı izlem kaydım devam ediyor dışarı çıkamam' dedim ama alabileceğimi söylemem üzerine bana bin 200 dolar para göndereceğini, 200 dolarının benim olduğunu, bin dolarını da emaneti veren şahsa vereceğimi söyledi ve telefonu bu şekilde kapattık. İlk önce yok dememe rağmen, emaneti verecek arkadaşın acelesi olduğu şeklinde ısrar etmesi üzerine benim de aklıma İbrahim Zal geldi" dediği kaydedildi.

"BU İŞİ SADECE PARA KAZANMAK AMAÇLI SİLAH OLDUĞUNU DÜŞÜNEREK YAPTIM"
Şüpheli Yaşar Samur'un ifadesinde, şüpheliler Ramazan Arslan ile İbrahim Zal'ın çantayı aldığını söylediği belirtilen iddianamede, "İbrahim de bana polislerin kendilerini kovaladıklarını kendisin de otogara kaçtığını söylemesi üzerine 'yanıma gel' dedim. Buluştuğumuzda Ramazan'ın taksi içerisinde çantaya baktığını içerisinde 8 tane kutunun bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine 1 adet silah beklerken, 8 adet kutu çıkınca korkmaya başladığımdan bir an önce otogardan çıkmayı teklif ettim. Ramazan'ın yakalandığını bildiğinden kendisinin ismini vermiş olabileceğini için otogardan çıkmak istemedi. Bu şahısların uyuşturucu kullandığını bildiğimden uyuşturucunun etkisi altında beni kandırdıklarını düşünerek kızdım. Yoldayken Esat Köksal'ı arayarak 'bana 1 tane silahtan bahsettin ancak çantada 8 adet silah varmış, yaktın bizi çocuklar yakalandı 'dedim. Haberlere baktığımda İçişleri Bakanının açıklamalarını gördüm ve ayrıntılı araştırdığımda haberlerdeki şahısların baş harflerinden İbrahim Zal ve Ramazan Arslan olduklarını anlamam üzerine taksiye binerek Bakırköy Adliyesi'ne teslim olmak için gittim. Emanetin silah olduğunu sanıyordum beni, İbrahim Zal ve Ramazan Arslan'ı bilinçsizce kandıran Esat Köksal'dır. Bu işi sadece para kazanmak amaçlı silah olduğunu düşünerek yaptım" denildi.

BOMBANIN SURİYE'DE HAZIRLANARAK, KURYELER İLE İSTANBUL'A GÖNDERİLDİĞİ ANLATILDI
Savcılıkça hazırlanan iddianamede, ele geçirilen malzemeler üzerinde yapılan olay yeri incelemesi sonucunda, bombanın canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip olduğunun anlaşıldığı kaydedildi. İddianamede, malzemeler üzerinde Ankara Kriminal Daire Başkanlığınca yapılan incelemelerde, PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından hazırlanan bombalara benzer nitelikte olduğu, bombalar üzerindeki tanımlı telefonlardaki sim kartların HTS incelemesi sonucunda sinyal ve baz bilgileri göz önüne alındığında sinyallerin ilk kez Şanlıurfa Suruç üzerinde alınması, İbrahim Zal'a bombayı teslim eden şahsın kullandığı GSM hattının ilk kez Hatay sınır bölgesinde baz vermesinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, bombanın Suriye'de hazırlanarak kuryeler vasıtasıyla İstanbul'a gönderildiği vurgulandı.

KURYE İLE ŞÜPHELİ YAŞAR SAMUR'A GÖNDERİLDİĞİ ANLATILDI
Şüpheli Yaşar Samur'un ifadesinde geçen Esat Köksal'ın Suriye'de olduğunun ve hakkında yakalama kararı çıkartıldığının anlatıldığı iddianamede, arkadaşı Yaşar Samur ile irtibat kurması sonucu kimliği tespit edilemeyen kurye aracılığıyla Samur'a gönderilmesinin amaçlandığı kaydedildi. Şüpheliler Ramazan Arslan ile İbrahim Zal'ın beyanlarının itibar edilebilir olduğunun anlatıldığı iddianamede, iki şüphelinin de PKK/KCK ya da başkaca bir silahlı terör örgütü ile irtibat ve iltisakının olduğuna ilişkin tespitin bulunmadığı, her ikisinin de şüpheli Yaşar Samur tarafından kurye olarak kullanıldığı ve bulundurulması yasak bir eşya alacaklarını bildikleri belirtildi. İddianamede, şüpheli Yaşar Samur'un gelip teslim olduğu an öncesinde telefonunu sıfırladığına ilişkin beyanı ve bu beyan ile uyumlu dijital inceleme raporu, teslim alacağı malzemeyi silah olarak düşünmesi değerlendirildiğinde, örgüt irtibat ve iltisak silahlı örgüt adına suç işlediği öne sürüldü.

İddianamede, şüpheliler İbrahim Zal, Ramazan Arslan'ın, 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi' suçundan 4 yıldan 8 yıla kadar, şüpheli Yaşar Samur'un ise 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi' ile 'örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım' suçlarından 19,5 yıldan 39 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Savcılıkça hazırlanan iddianame İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. İddianame kabul edildiği takdirde, şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.

Sıradaki

OTOMATİK OYNAT

SON DAKİKA