"İnşallah cennette buluşacağız"
Bangladeş’te idam edilen Cemaat-i İslami’nin lideri Rahman Nizami'nin veda mektubu! Cemaat-i İslami’nin lideri Rahman Nizami'nin infazdan kısa süre önce kendisiyle görüşen oğlu Rahman’a son sözleri “İnşallah cennette buluşacağız” oldu.
Bangladeş'te hükümet tarafından kurulan savaş suçları mahkemesinin kararıyla idam edilen muhalefetteki Cemaat-i İslami partisinin lideri Motiur Rahman Nizami'nin oğlu Nakibur Rahman, babasının kendilerine son sözlerinin "İnşallah cennette buluşacağız" olduğunu söyledi. Babasıyla yaptığı son görüşmenin idamının kesinleşmesinden sonra Dakka'daki cezaevinde olduğunu anlatan Nakibur Rahman, babasının bütün aile mensuplarını sabırlı ve metanetli olmaya davet ettiğini söyledi.
"ENGELLEMEYE ÇALIŞTILAR"
Babasının cenaze namazının Bangladeş yerel saatiyle sabah 7'de kılındığını söyleyen Rahman, hükümet yetkililerin cenaze namazının gün ışığından önce kılınmasını, böylece katılımın az olmasını istediklerini anlattı. "Allah'a hamdolsun gün ışığından önce bölgeye ulaşamadılar" diyen Rahman "Cenaze namazı yerel saatle sabah 7'de gün ışığında kılındı. Bütün polis barikatları ve engellemelere rağmen namaza binlerce insan katıldı" diye konuştu. Tüm aile üyelerinin idam karşısında kendinden emin bir tavır sergilediğini vurgulayan Rahman, "Biz bunun dünyanın sonu olmadığını düşünüyoruz. Sabır ve metanetle başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz" diye konuştu.
"ERDOĞAN'A MİNNETTARIZ"
İslam ülkelerinin idam kararına tepkisiz kalmasını da eleştiren Rahman, "Maalesef İslam ülkelerinin çoğunda ifade ve toplantı özgürlüğü yok. Türkiye dışındaki ülkelerde özgürlük sınırlı olduğu için gelen tepkiler sınırlı kaldı. Buna rağmen bazı Batı ülkeleri tepkilerini dile getirdi. Dünyanın her tarafından başsağlığı mesajları aldık" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Nizami'nin ailesine ve ülkesine göstermiş olduğu yakın ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rahman, şunları söyledi: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a idam kararına gösterdiği tepkiden dolayı minnettarız. Erdoğan, her zaman dünyada zulüm altında yaşayan insanlardan yana tavır sergilemiştir. Biz buna defalarca şahit olduk ve kendisine gerçekten minnettarız" diye konuştu.
"ARKASINDA HİNDİSTAN VAR"
Rahman, Bangladeş hükümetinin kurduğu mahkemenin Nizami'ye verdiği ceza için gerekçe gösterdiği "savaş suçları" meselesine de değindi. Cemaat-i İslami'nin 1971 yılında "Birleşik Pakistan"ı destekliğini ve Pakistan'ın birliği için aktif rol oynadığını hatırlatan Rahman, hareketin savaş dönemindeki katliam ve zulümlerle hiçbir şekilde ilgisinin olmadığının altını çizdi. Rahman, "Cemaatin yaptığı sadece siyasi kampanyalar, açıklamalar ve sadece barışçıl gösterilerdi. O dönemde Pakistan ordusunun yaptığı zulümler dehşet vericiydi. Ama cemaatin bütün bunlarla bir ilgisi yoktu. Dolayısıyla Cemaat-i İslami'ye karşı yapılan suçlamalar gerçek dışıdır" dedi. "Babamın şehadet şerbeti içmesi ve bu yolda kurban olması Cemaat-i İslami hareketini gelecekte daha da güçlü kılacaktır" diyen Rahman, idam kararının arkasında Hindistan'ın olduğunu belirtti.
"İlmi mücadeleye devam edin"
Nizami idam edilmeden önce bir veda mektubu kaleme aldı ve son dakikalarında bile kardeşlerine öğütler verdi: "Her zaman batılın ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz."
İslam dünyasından gelen tüm tepkilere rağmen dünyanın gözü önünde idam edilen Cemaat-i İslami Partisi lideri Matiur Rahman Nizami, şehadetinden saatler önce bir mektup kaleme aldı. "Müslümanlar etle tırnak gibi midir gerçekten? Sökülüyor tırnaklarımız. Etiniz acımıyor mu?" diye soran Nizami mektubuna şöyle devam etti:
"KORKMUYORUM, PİŞMANLIKLARIM VAR"
Doğduğumda nikâhlandığım ve son nefes diye zaman tayin ettiğim buluşmaya gidiyorum. Korkmuyorum. Ardımda pişmanlıklarım var ama üzgün değilim. Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını sakınanlara, resimlerimizi "layk" için kullanıp gördüklerini yaşanmamış kabul edenlere, zalimin yanında durup mazluma timsah gözyaşları dökenlere, kıyama kalkmayı kolay zannedip elindekini muhafaza etmek için bahane satanlara, alanlara kırgınım. Bu kırgınlıkla kavuşacağım Rabbim'e söyleyeceğim bunları.
BU KATİLLERLE NİYE ANLAŞIYORSUN
Vuslat bu. Nerede buluşacağı belli olmuyor insanın. Bazen 14 yaşındaki bir kızı Kudüs'te pazarda buluyor. Kafasına sıkılan bir kurşunla göçüyor. Elbisesine bulaşıyor kan. Huzura çıkmadan önce melekler yıkıyor onu.
"Senin kardeşin benim. Bu katillerle niye anlaşıyorsun?" diyemiyor.
Bazen vuslatına yürümen gerekiyor. Seni evinde bulsun istediğin buluşma için önce evinden ayrılman gerekebiliyor. Sonu görünmeyen bir yolu merakla yürümen gerekiyor. Yol bitip de deniz başlayınca acı acı yutkunmak serbest suya atlamadan önce. Bir kıyıya varıyor elbet denizin sonu. Kıyıya ya canlı varıyorsun ya da cansız vuruyorsun.
"ARDIMDA FİKİRLERİM KALSIN İSTİYORUM"
"Ben gidiyorum…"
Ardımda bir fikir kalsın istiyorum. Zorla karşılaşınca ölüm korkusundan istikametini şaşıranlarla biz ölümden aynı şeyi anlamıyoruz. Bu bir imtihandı. Kolay olacağını söylemedi kimse. Sancısız olacağını, bedelsiz olacağını. Bu yola baş koymak, sonunda gerekirse bu uğurda o baştan vazgeçmek demekti. Bizim için karar aldıklarını zanneden ahmaklar var. Bu karar ancak göklerde alınmış olabilir. Siz kimsiniz ki..!
HALKIM VE MÜSLÜMANLARDAN DUA
Size son sözlerim şudur;
"Her zaman batılın, zulmün ve haksızlığın karşısında ilmi mücadeleye devam edeceksiniz. Bir mümin asla Allah'tan ümidini kesmez. Hayatınızın sonuna kadar Allah yolunda bir gaye ile görevinizi sürdüreceksiniz. Batılın tüm tuzaklarına ilim yoluyla cevap vereceksiniz. Kadınlarımızın yetiştirilmesine ve ahlâk yoluna önem vereceksiniz. Cemaat-i İslami'de asla bir lider problemi yaşanmayacaktır. Durum ne kadar kötü olursa, o kadar iyi ve kaliteli liderler yetişecektir. Ben yaşlandım. Rabbim her an canımı alabilir. Ben şehit olarak Allah'ın huzuruna gitmek istiyorum. Benim şehadetim ile beraber değişim başlayacaktır. Halkım ve dünya Müslümanlarından dua istiyorum."