Bir kere de huzur dolu bir gelecek bizi bekliyor olsun yahu!
Anarchy Reings ofise ilk geldiğinde şöyle bir baktım kutusuna, bir daha baktım... "Allah Allah, bir yerlerden tanıdık geliyor bana bu karakter. Gözlüklerini ve çift başlıklı testeresini hatırlıyorum yahu? Evet, evet, geçen sene Japonya'da çıkmıştı bu. Yaklaşık bir yıllık aranın ardından da Amerika ve Avrupa'ya geldi demek ki." diye söylendim kendi kendime. Açıkçası pek takip etmediğim bir oyun Anarchy Reings, ama ona rağmen bile dikkatimi çekip, hafızamda yer almayı başarabilmiş. O halde bakalım nasılmış bu oyun...
Bu ne dünya kardeşim?
Dünya yine harap bir halde çıkıyor karşımıza. Normal insan faktörünün neredeyse yok olduğu, mutasyonun etkilerinin her yerde görülebildiği, her bir yanı kötü klanlarla çevrili bir dünya. Teknolojiden fazlasıyla nasibini almış, hatta olmaması gerektiği kadar var olan gelişmişliğin gerçek tehlikelerinin kol gezdiği bir dünya.
Leo ve Jack... Bir bar tartışmasının ardından bu iki karakter ön plana çıkıyor ve birini seçerek maceramızı başlatıyoruz. Ben, Jack ile karanlık tarafı seçtim ve beni nelerin beklediğini görmek için olanca hızımla bardan uzaklaştım. Oyunun ilk dakikalarında karakter tasarımlarından çevre tasarımlarına kadar birçok detayı "ön inceleme" kıvamında görüyorsunuz zaten. Haritaya ilk kez kendi kontrolünüzde adım attığınızda da, az evvel kısa süreliğine gördüklerinizin detayına inmeye çalışıyor, henüz görmediklerinizi görebilmek için çabalıyorsunuz. Ancak teorik olarak bahsediyorum şu an, belki de yapmayacaksınız dediklerimi ve kısa süre sonra çıkacaksınız oyundan...
Sen mi yaptın da yıkıyorsun etrafı?
Yıkık dökük mimari her yerde. Haritamız aslında büyük, ancak ilk etapta küçük. Düşman öldürerek, akabinde yeterli puanları toplayarak haritanın yeni kısımlarını açıyor ve buradaki görevlere ulaşabiliyoruz. Beat 'em up türündeki yapımda, karşımıza tonla düşman çıkıyor. Tek tek geldiklerine çok az şahit oluyorsunuz. Zira yapay zekaları bunun için yeterli değil. Yapımcılar da kalabalık grup saldırılarının hem daha heyecanlı, hem daha zorlu, hem de göze daha hoş geleceğini bildiğinden böyle bir oyun tarzı benimsemiş. Tabii hiçbir oyun, Dynasty Warriors'taki "binlerce boş asker" hissini veremez, orası ayrı!
İki tip görev çeşidi bulunuyor senaryo modunda: Yapılması gereken görevler ve ikincil görevler. Ana görevleri yaparak senaryoyu devam ettiriyorsunuz. İkinci görevler ise, yapılması zorunlu olmayan, ancak yaptığınızda size tecrübe puanı kazandıran görevler statüsünde yer alıyor. Peki biz neler yapabiliyoruz? Anarchy Reigns'te silahlar da var, ancak oyunun temelinde yakın dövüş ve bununla birlikte birçok eğlenceli kombo bulunuyor. Az evvel de demiştim ya, tonla düşman saldırabiliyor ve siz de güçlü yumruklarınızdan, keskin testerenize kadar her şeye başvurarak toplu katliamlar gerçekleştirebiliyorsunuz. Hem göze hoş gelen sahneler oluşuyor, hem de ekstra puanlar kazanıyorsunuz bire bir dövüşlere nazaran. Bire bir mücadeleler zaten çok sıkıcı olur senaryo modu için.
O tabela arabalar için değil, kafa patlatmak için
Kendi ekipmanlarınızın haricinde, çevrede bulunan tabela, araba, kutu gibi nesneleri de silah olarak kaldırıp kullanabiliyorsunuz. Mücadelelelerin şiddetine göre de birçok obje hasar alabiliyor. Bir barın çatısına çıkın ve tabelayı oluşturan bira bardaklarını aşağıya düşürün örneğin. Bölge temizliği yaptıktan sonra boss olarak nitelendirebileceğimiz karakterler çıkıyor karşımıza. İşte bunlarla teke tek dövüşülür, ama yaptıkları hileler her oyunda karşımıza çıkıyor zaten. Bu oyunda da bir fark yok o konuda. Elinizden geleni ardınıza koymamanız lazım. Boss'u da indirirseniz, o bölgenin kralı sizsiniz demektir. Artık haritayı biraz daha genişletmenin, yeni düşmanlarla karşılaşmanın ve yeni görevler almanın vaktidir. Etrafta gizli kalmış objeleri bularak, oyunun ekstralar menüsünde kilitli olan içerikleri de unlock edebiliyorsunuz.
Senaryo modunda yaptıklarınız sonucunda karakterinize sürekli yeni özellikler ekleniyor, eskiye nazaran daha kuvvetli hale geliyor. Ancak bu özellikler, kendilerini multiplayer oyun modlarına saklıyor. Oyunun Battle Royale, Deathmatch ve Capture the Flag gibi online modları mevcut. PSN üzerinden ücretsiz olarak oynayabilirsiniz.
Hayali güzel, gerçeği değil...
Yapımda yer alan dünya, konsept olarak gayet hoş, ancak ince işçilik adına ortada bir şey yok. Grafiklerden pek ümitli olmamalısınız. Sesler ve müzikler ise, grafiklerden biraz daha önde diyebilirim. Aksiyona ayak uyduran birçok tempolu parça mevcut. Ha bu arada, kalabalık ekranlarda, patlamanın yıkılmanın bol olduğu anlarda yaşanan FPS düşüşleri de gözümden kaçmadı. Kimsenin de kaçmaz zaten, eminim.
Sonuca gelecek olursam, daha önce Bayonetta ve Vanquish gibi oyunları hazırlayan (Yakında da Metal Gear Rising geliyor.) Platinum Games'in bu yeni ürünü, pek uzun soluklu görünmüyor. Bol aksiyon seven ve sabredebilen bir oyuncuysanız, deneyebilirsiniz.