Ubisoft Montreal'den harika bir Far Cry deneyimi.
Minimum sistem gereksinimleri:
- Intel Core2 Duo E6700/AMD Athlon64 X2 6000+ işlemci
- Nvidia GTX8800/AMD Radeon HD2900 512 MB ekran kartı
- 4GB RAM
Oyun bolluğu açısından yılın en verimli dönemini yaşıyoruz. Uzun süredir beklenen birçok yapım, birer birer oyuncularla buluşuyor. Ubisoft Montreal tarafından hazırlanan Far Cry 3 de bunlardan biri. Kısa süre sonra satışa sunulacak olan oyun, PC, PS3 ve X360 kullanıcılarına unutulmaz bir "Tropikal Cehennem" tecrübesi yaşatmak istiyor. Bana kalırsa başaracaktır da...
İlk Far Cry'ın birçoğumuzda farklı bir yeri var. Crytek tarafından hazırlanan oyun, zamanına göre harika grafikleri ve devasa haritasıyla bizi adeta ormanın içine çekiyordu. İkinci oyunu hazırlayan Ubisoft Montreal ise, bizi afrikanın kurak topraklarına götürmüştü. Her yer alev alev yanıyordu, başarılıydı, ama ilk oyunun gölgesinde kalmaktan kurtulamamıştı. Ubisoft'un üç numaralı denemesine, yani şimdiki oyununa geldiğimizde ise, ilk oyunu geçebilecek düzeyde olduğunu söyleyebiliyoruz.
Uyarı: Far Cry 3, M derecelendirmesine sahip, yetişkinlere yönelik bir oyundur. Oyunda ve doğal olarak bu videoda, rahatsızlık oluşturabilecek görüntülerle karşılaşabilirsiniz.
Tropikal bir adaya düşerseniz karşılaşmak istemeyeceğiniz tek şey: Terörist
Far Cry 3, fazlasıyla sinematik bir oyun olmuş. Hazırlanan sahneler, kamera açıları ve geri planda aksiyona göre eşlik eden müzikler, serinin en filmsi oyununu ortaya çıkarmış diyebiliriz daha en baştan!
Oyunumuz, Far Cry 1 ile benzer bir açılışa sahip. Genç bir arkadaş grubu, talihsiz bir kaza sonucu kendilerini daha önce görmedikleri bir adada buluyor. Tatil olacaktı, ama kazanın öylesi böylesi olmuyor işte. Kontrolü ele almalarına fırsat kalmadan, adayı yönetme peşinde olan terörist güçlerin eline düşüyorlar. Yönettiğimiz Jason Brody de onlardan biri. Kısa süre sonra kendimizi kurtarmayı başarabiliyoruz, ama bu yeterli değil. Adadan kaçmak için Jason'ın kardeşini, sevgilisini ve arkadaşlarını da teröristlerin elinden kurtarmalıyız. Ancak bu hiç de kolay değil. Tanıtım videolarında da sıklıkla gördüğümüz, iyi bir imaja, ama asabi bir yapıya sahip Vaas isminde düşmanımız var.
Peki ne yapmalıyız? Vahşi bir adadayız. Etrafta zehirli yılanlardan ayılara kadar birçok vahşi hayvan var. Düşman topluluk zaten malum. Daha önce hiç adam öldürmemiş biri olan Jason, bunca silahlı adam karşısında ne yapabilir? Tabii ki ittifak kurarak. Merak etmeyin, bu civarlarda iyi insanlar da var. Bir süre sonra Dennis ile tanışıyoruz ve adadaki yaşam konusunda bilgi aldıktan sonra bir anlaşma yapıyoruz. Buradan kurtulmak istiyorsak, Dennis ve adamlarıyla birlikte o terörist gruba karşı savaşacağız. Tamam o halde!
Silahımızı kaptığımız gibi yoldayız. Gidilecek o kadar çok yer var ki, hepsini toplarsak saatlerinizi, hatta günlerinizi bile alabilir. Büyük ve keşfedilebilir bir haritadayız. Her noktası farklı bir sürpriz, farklı bir detay saklıyor.
Minik bir kulübeden koca bir adaya açılan kapı
Öncelikle ufak bir tane kulübemiz var. İçerde bir yatak, bir de silah dolabı dikkat çekiyor. Görev tamamladıkça elde ettiğimiz para ve XP puanlarıyla buradan yeni silahlar alabiliyoruz (Silah satan dükkanlar da var etrafta). Hepsi bu da değil. Skill ve Craft başlıkları da dikkat çekiyor silahların hemen yanında. Şöyle ki, adada gezmeye başladığınızda birçok parlayan bitki göreceksiniz ve toplayabiliyorsunuz bunları. Her biri farklı bir amaca hizmet ediyor. Bandaj yapmak, sağlık iksiri hazırlamak gibi işlerinizi görebiliyorsunuz. Hayvanları öldürdüğünüzde de etleri ve kabukları işinize yarayabiliyor.
Skill kısmı ise, yeteneklerimizi geliştirmekle alakalı. Daha hızlı koşabilir, daha hızlı yüzebilir, daha net nişan alabilir ya da bıçakla daha fazla kişiyi rahatlıkla öldürebiliriz. Bunları, elde ettiğimiz puanlarla kendimiz seçip, aktif hale getirebiliriz.
M tuşuna basıp, haritayı açtığımızda, birçok detay çıkıyor karşımıza. Kasabalar, hayvanların yoğun olduğu av bölgeleri, hızlı seyahat noktaları ve daha fazlası. Gezinti yaptıkça haritadaki gizli yerleri de açığa çıkarabiliyoruz. Hızlı seyahat noktaları, daha önce gitmiş ve hakimiyet kurduğumuz bölgelerde yer alıyor. Eğer sonraki görevimiz o bölgelere yakın bir yerdeyse, öncelikle bu noktalara geliyoruz, buradan göreve gidiyoruz. Onca yolu yürümeye veya arabayla gitmeye gerek yok.
Silah kullanmayı öğrendikten sonra gerisi basit...
Görevlerimizden pek bahsetmeme gerek yok sanırım. Baskın yapıyor, kamplara sızıyor, sabotaj gerçekleştiriyor, arabayla geziyor, yüzüyor, uçuyor, heyecanlı kovalamacalarda yer alıyoruz. Kısaca böyle özetleyebiliriz. Asıl önemli olan ise, bizim yaklaşım tarzımız. Kendimizi ortaya atıp Rambo gibi de davranabiliriz, bir suikastçı gibi gizli de hareket edebiliriz. Her davranışımızın bir puan karşılığı bulunuyor. Suikastçılık Far Cry serisinde yeni bir adım ve bıçak kullanımını ilk kez bu kadar ön plana çıkarıyor. Biraz bahsedelim...
F tuşuna basarak bıçağımızı normal kullanabiliyoruz. Ancak gizlice düşmana yaklaşıp, arkasından saldırmak istersek işler değişiyor ve daha kanlı bir hal alıyor. Tek bitirici hamleyle öldürüyoruz ve puan kazanıyoruz. Bu bitirici hamleler her defasında değişebiliyor. Yeter ki düşmanlara görünmeyelim ve art arda başarılı ölümler gerçekleştirelim. Böyle yaparak koca bir düşman kampını ele geçirebilirsiniz ve gerçekten de çok zevkli.
Ana görevlerin dışında, bir de yan görevler bulunuyor. Sizin kontrolünüzde olan yerleşim yerlerinde denk geliyorsunuz, panolarda ilanlar var; şu hayvanlardan şu kadar öldür, şu teröristi etkisiz hale getir gibi. Hatta jetski ile zaman karşı yarıştığımız yan görevler de var. Hem oyunun ömrünü uzatan, hem de çeşitlilik sağlayan görevler olmuş bunlar da.
Attığınız adıma, atladığınız yere dikkat edin. Beklemediğiniz şeyler karşınıza çıkabilir
Far Cry 3'ün o kadar güzel doğa tasarımı var ki, görevden göreve koşarken bazen durup, etrafı izliyor, geziyorsunuz. Şu akarsuyun yanında ne var, şu tepenin arkasındaki manzara nasıl diye kendinize sormakla kalmıyor, keşfetmeye gidiyorsunuz ve bu sırada beklemediğiniz şeylerle karşılaşabiliyorsunuz. Teröristlerden söz etmiyorum. Örnek vermem gerekirse, çok güzel bir göl buldum ve içine atlamak istedim. Atlar atlamaz da bir timsah beni yedi. Hiç beklemiyordum bunu, çünkü önceki oyunlarda bu kadar fazla hayvan çeşidi yoktu. Ormanın derinliklerinde yol alırken bir yılan tarafından ısırıldım, denizde yüzerken köpek balığı saldırısına uğradım, bir keresinde de dağın zirvesinden etrafa bakarken büyük bir ayı saldırdı. "Burası benim, senin burada ne işin var" der gibiydi bana. Kısaca demek istediğim, tehlikenin şekli şemali hep farklı, ama tehlike her yerde. Ya da ben çok talihsizim!
Grafikler göz okşuyor
Kullanılan Dunia 2 motoru, görsel bir şölen oluşturmuş. Çevre tasarımları ve ışık efektleri tek kelimeyle muazzam. Karakter tasarımları da fena değil, ancak burada önemli olan, kendimizi bu adada hissedebilmemiz ve hissediyoruz da. Dağlar, tepeler, ağaçlar, otlar o kadar güzel resmedilmiş ki, şimdiye kadar gördüğüm en güzel doğa tasarımlarına sahip oyunlardan biri Far Cry 3. Oyunun PC sürümünde yer alan DX11 efektleri de ekstra güzellik sağlıyor, tabii güçlü bir sisteminiz varsa.
Fizikler konusunda kırpılmaya gidilmiş. İkinci oyunla mukayese edince, fiziksel etkileşimin daha az olduğuna kanaat getirdim. Seslendirmeler ve müzikler güzel. Karakterler arasındaki diyaloglar hoşuma gitti, konuşurlarken dikkat kesilin derim. Yapay zekaya gelecek olursam da, orta düzeyde diyebilirim. Kimi zaman attığını vuran, kimi zaman da burnunun ucundakini göremeyen düşman unsuruyla karşı karşıyayız. Bu tip bir oyunda çok da zeki düşmanlara gerek yok doğrusu, o sebeple böylesi iyidir.
Call of Duty, arkadaşlarını etkileyen kötü bir çocuk gibi
Far Cry 3'ü sadece senaryoyu takip etmezseniz, haftalarca oynayabilirsiniz. Üstelik sıkılarak değil, eğlenerek. Tabii senaryo modunun dışında Co-Op ve multiplayer oyun modları da var. Co-Op'dan kısaca söz edecek olursak, seride ilk kez dört gerçek oyunculu ortak oyuna izin veriliyor. Kullandıkları silahlardan karakter yapılarına kadar dört farklı karakter var ve olaylar, senaryo modunda yaşananların altı ay öncesinde geçiyor. Multiplayer kısmına baktığımızda ise, Call of Duty'nin son yıllarda kullandığı sistemin bir benzeri var Far Cry 3'te. Adam öldürdükçe tecrübe puanı kazanarak gelişim gösteriyoruz. Biz yükseldikçe kullanabileceğimiz silah ve araçlar da gelişiyor, ayrıca daha önce sahip olamadığımız silahları da elde edebiliyoruz. Hızlı koşma, iyi hedef alma gibi yetenekler de var tabii (Senaryo modundaki gibi)
Büyük haritalarda, güneş altında silahlı çatışmalara girmenin tadı da bir başka doğrusu. Düşünün, etrafta güzel bir kumsal, sıcak bir deniz var ve siz bunların keyfini süreceğinize canınızla uğraşıyorsunuz.
Adanın sonu
Far Cry 3, olmuş arkadaşlar. Far Cry 2'den iyi olmuş, Far Cry 1'i geride bırakabilecek düzeyde olmuş. Gerek grafikleri, gerekse sinematik oynanışıyla yılın en iyi FPS oyunlarından biriyle karşı karşıyayız. İlk ve ikinci oyundaki güzel özellikleri bu yeni oyunda toplayan yapımcılar, film gibi hazırlanan sahneler ve kamera açılarıyla harika bir sunum gerçekleştiriyor. Üzerine Co-Op ve multiplayer modları da eklediğimizde, daha ne isteyebiliriz ki!