Karanlık kuyrukluyıldızlar: Güneş Sistemi'nin sessiz misafirleri
2017'de NASA, Güneş Sistemi'ne giren ilk yıldızlararası cismi keşfetti: ‘Oumuamua. Havai dilinde "izci" anlamına gelen bu cismin, tipik asteroit veya kuyrukluyıldız sınıflarına uymayan özellikleri, bilim insanlarını şaşırttı.
Kuyrukluyıldızlara özgü parlak bir kuyruğu veya buz çekirdeği olmayan 'Oumuamua, hız ve yörüngesiyle dikkat çekiyor. Ancak yüzeyinden gaz kaçışıyla uyumlu düzensiz hareketleri, onu "karanlık kuyrukluyıldız" olarak tanımlamaya yaklaştırıyor.
Karanlık kuyrukluyıldızlar, ışıklı kuyrukluyıldızlardan farklı olarak gaz ve toz kaybıyla parlak kuyruklar oluşturmaz. Bunun yerine, asteroitlere benzeyen silik ışık noktaları olarak görülürler. Ancak yörüngeleri, onların kuyrukluyıldız olduğunu kanıtlar. Eliptik yollar izleyerek Güneş'e yaklaşır ve Oort Bulutu gibi uzak bölgelere geri dönerler.
Bu objelerin karanlık olmasının üç temel nedeni var: küçük boyutları, hızlı dönüşleri ve yaşlarına bağlı tükenen gaz içerikleri. Son yıllarda, Şili'deki Dark Energy Camera (DECam) ve Vera C. Rubin Gözlemevi gibi dev teleskoplar, karanlık kuyrukluyıldızların izini sürmekte önemli rol oynuyor.
Yeni teknolojiyle önümüzdeki yıllarda daha fazla karanlık kuyrukluyıldız keşfedilmesi ve 'Oumuamua gibi yıldızlararası cisimlerin kökenlerine dair daha fazla bilgi edinilmesi bekleniyor.