Beşiktaş, maça rakibi küçümseyen bir havada başladı. 15. dakikaya kadar takım halinde oyunda değillerdi. Bu dakikadan sonra hareketlendiler, devre sonuna kadar karşı alanda baskı kurdular. Ama üretkenlik sınırlıydı. Çünkü ileri uçta kaliteli isimlerden Ghezzal ve N'Koudou'nun fizik güçleri yetersizdi. Aboubakar'ın da vasattı. Bu tabloda eğer rakipler iyi kapanırlarsa pozisyon zenginliği bulamazsın. İlk yarı böyle geçti. İkinci yarıya Beşiktaş daha tempolu, daha etkili başladı. Ama bunun yanında gol gelmiyor, riskler fazlalaştığında rakibe de geniş alanlar kalıyordu. Bu arada çok tehlikeli, Erzurum atağında Souza çok önemli bir hamleyle atağı önledi. Sonrasında da sahneye Ömer Şişmanoğlu çıktı. Göstere göstere penaltıya neden oldu. Golü bulan Beşiktaş kısa sürede ikinciyi de atınca rakip direncini kaybetti ve maç farka gitti. Puan cetvelinde önündeki 3 rakibinin birden yenildiği haftada Beşiktaş, önemli bir kazanç elde etti. Teknik direktörlerin kafalarında inandığı ideal bir 11 düşünmelerini doğru bulurum. Örneğin Sergen Yalçın dün gece dedi ki 'Benim birinci kalecim Ersin.' Bir itirazım yok. Sonra Vida'yı oynatarak 'Benim en önemli stoperim' mesajını verdi. Bunu da doğru buluyorum. Orta saha zaten belli. Atiba, Mensah, Souza ve Dorukhan dörtlüsünden üçü oynayacak. Bana göre vazgeçilmezler Atiba ve Souza'dır. Eleştirim Larin'i yedeğe çekmesiydi. Bu davranışı adaletsiz buldum. Son paragrafım da Necip için. Kapasitesi sınırlı da olsa bu tip profesyonellere her zaman saygı duyarım. Necip bunu bir kez daha gösterdi.