Futbolumuzda kronikleşmiş ciddi bir hastalık var: Hakemlerin büyükleri koruyan yönetimleri!
Genel görüşümü yeri geldikçe vurguladım; "Ülkemizde dünyada benzeri olmayan, arkalarında milyonlarca taraftarı olan büyük takımlar olayı var. Bu durum yazılı ve görsel medyada da aynı şekilde. Ayrıca büyük takımların kendi aralarında da gergin rekabet var. Bu şartlarda yönetici, medya, teknik adam, taraftar baskıları yüzünden hakemler maçlara zihinsel olarak sağlıklı çıkamıyorlar. Beyinlerinde hep 'Aman büyük takımlar aleyhine bir hata yapmamayım' baskısı var. Alışılmış bir başka durum da eğer büyük takım aleyhine önemli bir hata yapıp puan kaybına neden olmuşsan çok şey kaybediyorsun.
Büyüklerin lehine hata yapmış ve küçük takım bu yüzden kaybetmişse canın yanmıyor." İşte futbolumuzun ilerlemesini, Avrupa kulvarında başarılı olmamızı engelleyen en önemli faktörler bunlar. Kronikleşmiş bu hastalık tedavi edilebilir. Bunun doktoru da MHK'dir. Ama ne yazık ki göreve hangi MHK gelirse gelsin aman bizim başımız ağrımasın da ne olursa olsun modundalar. G.Saray- Konya maçında Hüseyin Göçek yanlış bir penaltı kararı verdi. VAR'da bulunan Halis Özkahya 'incele' demedi. Sonuçta; yoğun baskılar yüzünden Avrupa'da maç yöneten 2 hakem Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya cezalandırıldı.
Üstelik de günü kurtarmak için bu cezalar dünyada benzeri olmayacak bir şekilde MHK tarafından açıklandı. Bunlara karşılık çok büyük VAR ve hakem hatalarıyla küçüklerin canlarını yakan hakemler ödüllendirildi.
SON HAFTALARDAKİ ÇARPICI HATALAR!
SUAT ARSLANBOĞA; uzun zaman sonra bu sene bir çıkış yakaladı. Son yönettiği iyi maçtan sonra kendisini övdüm. Ama 'Şüphem var, ne kadar dayanacak' diye de ekledim. O hafta Trabzon'a gitti. Bir penaltı yarattı.
Ardından G.Saray-Akhisar maçına atandı. Bütün takdir haklarını ev sahibinden yana kullandı. Mariano'nun ikinci sarı kartını es geçti. Buna rağmen Kayseri-Beşiktaş maçına atandı.
Kayseri 2-1 öndeyken attığı 3. golü bir faul yaratarak iptal etti. Bütün bunlara rağmen ödül olarak bu haftanın en kritik maçı olan Bursa-G.Saray maçına atandı.
Oradaki yönetiminde de Bursa'yı yaktı.
BÜLENT YILDIRIM; Beşiktaş-Konya maçının VAR hakemiydi. Skorda denge varken son dakikalarda Necip'in yaptığı net penaltıyı açıkça görmesine rağmen hakem Ali Palabıyık'a 'incele' demedi. Konyaspor maçı kazanacakken, son saniyede Beşiktaş kazandı.
HALİL UMUT MELER'in yönettiği maçta Fenerbahçe'nin 10 kişilik Rize karşısında son dakikalarda kazandığı penaltı çok önemliydi.
Aynı pozisyon Fenerbahçe aleyhine olsa çalabilecek miydi?
Yüzde yüz hayır. MHK'nin bu bakış açısıyla, büyükleri kollayan hakemleri ödüllendirmesiyle, eyyamcılığı önlemesi mümkün olabilir mi?
ÇAKIR UYARDI, ARSLANBOĞA GİTMEDİ
Beni geçen hafta en çok hayal kırıklığına uğratan olay dünyanın en büyük 5 hakeminden biri olan Cüneyt Çakır'ın, Emre Taşdemir'in yaptığı harekete VAR'da sessiz kalmasıydı.
Sonra VAR konuşmalarının basına sızdırıldığı iddia edildi. MHK gün boyu bu iddialara sessiz kaldı. İddiaya göre; Cüneyt Çakır, Emre'nin pozisyonunda hakem Arslanboğa'ya, 'El var hocam incele' diyor. Arslanboğa da 'Ben çok eminim gördüm, eminim. Gerek yok' cevabını veriyor. Ama aynı hakem Belhanda'nın pozisyonunda kendinden gayet emin 'Hiçbir şey yok oyna' demesinden sonra VAR'dan gelen inceleme emri ile penaltı olduğunu görüp veriyor. VAR'a gitmediği pozisyon Bursa lehine, VAR'a gittiği pozisyon Galatasaray lehine. Üstelik iki pozisyonda da verdiği kararlardan emin olmasına rağmen. Tabii ki Cüneyt Çakır gibi bir hakemin çok ağır eleştirilmesi yüzünden korumaya alınarak VAR konuşmaları sızdırıldı. Fatura da işi gücü cinlik olan Suat Arslanboğa'ya kesilmiş oldu. İşte bu eyyamcı hakemlere Allah'ın sopası.
Tıpkı geleceği çok parlak olan ama kendisini yakan Ümit Öztürk örneği gibi.