Morutan'ın topunun direkten döndüğü dakikaya kadar Galatasaray soldan Kerem Aktürkoğlu ile Lazio ise sağından Felipe Anderson ile hücum ediyordu. Tek kanatlı oyunda Kerem'in arkasındaki Aanholt ile Lazio'yu zorlayan Galatasaray, Halil'in de şık dönüşüyle bir pozisyona girmişti. Sarri rotasyon sinyali verip İmmobile, Levia ve Luis Alberto gibi yıldızlarını yedek başlatacağını İtalyan basınına sızdırmıştı ama hepsi de 11'deydi. Marcao'nun dönüşüyle Nelsson'un da sağ stopere geçmesiyle Galatasaray'ın savunmadan çıkışları daha kontrollü ama yavaştı. Kupanın adı Avrupa Ligi olabilir ama karşınızdaki bir İtalyan takımı ise korakor mücadele etmeden kazanamazsınız. Fatih Terim takımını iyi hazırlamış. Dün bütün ikili mücadelelerde ayakta kalan ve rakibine ilk bir saatte çerçeveye isabetli şut imkânı tanımayan bir Galatasaray vardı sahada. Orta sahada çok çalışkan bir Cicaldau, defansif görevlerini yerine getiren Berkan ve Taylan takımı sırtlarken, elbette sağ bekte Boey'u aradılar.
İkinci yarıda oyunun her dakikası Galatasaray'a italikti. Sarri; Vedat ve Milinkovic-Savic hamleleriyle önde baskıyı arttırırken, Morutan'ın 'pis topu' ve Strakosha'nın şans çok çalışan mücadele edenin yanındadır dedirten smacı geldi. Bu sezon resmi maçlarda sadece Giresunspor'a karşı kalesini kapatan Galatasaray'ın ligde arka arkaya aldığı iki farktan iki beraberlik sonrasında bu genç kadronun gol yemeden böyle bir prestijli bir rakibe karşı alacağı bir galibiyetin moraline ihtiyacı vardı. Kağıt üzerinde Avrupa Ligi'ne iyi başlangıç, 3 puan ve ülke puanına katkı yazacak. Ama iş; moral ve Galatasaray'ın geleceği açısından çok daha fazlası...