Beşiktaş, İstanbul'da 4-2 yenildiği Genk takımı ile Belçika'da 1-1 berabere kaldı. Değişim neydi? Ne oldu da siyah-beyazlı oyuncular 34 puanla Belçika Ligi'nin lideri Genk'le beraber kalarak gruba ve yarışa tutundu...
FELSEFE: Temel farklılık futbolcuların zihinlerinde ve yüreklerindeydi. Vodafone Park'ta çok koşan, oyunbozan Genk karşısında düzensizlik, tepkisizlik ve tam bir teslimiyetçilik vardı. Belçika'da bir duruş vardı. Son iki ayda ekonomik sarsıntıların izleri bu maçta yoktu.
TAKTİK: Çok koşan ve ayağı iyi top yapan bir takımı durdurmanın en iyi yolu, fizik gücünüz varsa oyun kurmadan durdurmaktır. Şenol Güneş ve ekibi deplasman olmasına rağmen dün 3. bölgeye çok yüklendi. Genk'in oyun planını tamamen bozdu. Adriano, Gökhan Gönül, Gökhan Töre, Atiba gibi önemli eksikliklere daha maçın başında Lens'in sakatlanması büyük talihsizlik olsa da 87 dakika Beşiktaş 1-0'la oyunu kontrol etti. Medel'in yanında Dorukhan'ı başlatılması şaşırtsa da dinamik, sert ve tempolu yapısıyla Dorukhan stratejik bir tercihti. Sadece Dorukhan'ı değil kaleye Tolga'yı, Babel'i forvet yapıp kanada da Lens'i koyan Güneş, ilk plan kırılmasını Lens'in 12. dakikada sakatlanmasıyla yaşadı. Mustafa forvete Babel sola kaydı.
SONUÇ: Beşiktaş galibiyeti hak etmişti. 87'de beraberlik golü emekleri harcadı. Beşiktaş, 20'de karşı karşıya Mustafa, 58'de de Babel, kolayı yapıp golü atsalardı 1-1 ile yetinmek zorunda kalınmazdı. Biraz kalite eksikliği biraz da şansızlığı fatura edilebilir. Şenol Güneş'e, Ljajic ile 11'e başlamak dururken Oğuzhan tercihi sorulabilir ve eleştirilebilir. Ancak hırs, mücadele ve oyun açısından Beşiktaş, kaybettiği iki puana üzülecek kadar iyi oynadı. Golcü yokluğu ve şansızlığı olarak özetlenebilir.