Malmö'de ilk 11 oyuncusunun 1 yılda kazandığı parayı topladığınızda Vida ve Quaresma'nın kazandığının daha azına geliyor ama işte bu mütevazı takım, dün gece nasıl futbol oynanması gerektiğini çok net gösterdi. Bir takım bir diğerini fizik olarak nasıl ezer, onu da gösterdi.
Beşiktaş, ilk 15 dakika iyiydi.
Oyuna iyi başladılar. Aslında çok ciddi gol pozisyonları da buldular.
Mustafa Pektemek'in kaçırdığı, Vagner Love ve Necip'in direkten dönen topları gol olsa sonuç değişirdi diyemiyorum, belki değişebilirdi. İlk 20 dakikadan sonra o mütevazı Malmö, oyunu dengeledi. Kontralara çıkmaya başladı.
Beşiktaş'ın defansının arkasına attıkları her top pozisyon oldu. Adamlar öyle disiplinli oynuyorlar ki bizim futbolcuların, o yetenekli züppelerin oyun disiplini konusunda Malmö'den öğrenecekleri çok şey var.
Malmö ikinci yarıda Beşiktaş'ı sahadan sildi.
Eğer beraberlik bir takıma yarıyorsa ve ikinci yarının hemen başında böyle bir gol yiyorlarsa o takımda ciddi disiplin sorunu var demektir. Kontra yakaladılar, Vida'nın arkasına topu attılar.
Karşı karşıya kaldılar ve golü buldular.
Bu dakikadan sonra Beşiktaş toparlanır diye umuyorduk ama daha da beter oldular. Malmö kapandı, topu aldı, istediği gibi çıktı, Beşiktaş sadece seyretti. İleride top tutamayan, aldıkları topu sürekli rakibe kaptıran Beşiktaş'ı gördükçe içimiz burkuldu. Tüm bunlara, sorumsuz Quaresma'nın atılmasına ve Beşiktaş'ın 10 kişi kalmasına rağmen son saniyede Larin'in iki pozisyonuyla Beşiktaş turu alabilirdi. Ama bunu da beceremediler.
Beşiktaş Avrupa'ya bu mütevazı gruptan elenerek çok ama çok şey kaybetti.