Yazının başlığını sakın yadırgamayın, bunu Kazakistan gibi UEFA'nın en zayıf takımlarından birini yendiğimiz için söylemiyorum. 30 yıldır futbolun içindeyim Kazakistan maçı öncesi yaşanan rezillik gibi bir rezilliği şimdiye kadar hiç görmedim. Neymiş efendim, bazı seyirciler Volkan Demirel'e ısınırken küfretmiş o da dayanamayıp maçı terk etmiş. Neymiş efendim, morali bozulmuşmuş. Milyonlarca Euro'yu alırken moraller sağlam. Toplumda el üstünde tutulduğunuzda moraller yine sağlam. Bir avuç çapulcu küfür etti diye milli görevden kaçmak Volkan gibi tecrübeli bir file bekçisine hiç mi hiç yakışmadı.
Gelelim dün geceki karşılaşmaya... 90 dakika sonunda 3-1 kazandık ama hasar var. Zira Arda Turan sarı kart cezalısı olup ona en çok ihtiyacımız olacak maç olan Hollanda maçında sahada olmayacak.
Takıma bakıyoruz, iyi oynamıyoruz. Abuk subuk bir kaleci, kötü bir takım skoru getirdi. İlk yarıda Kazak defans oyuncusu hiç gereği yokken çaprazda Burak'ı indirince hakem tereddütsüz penaltı verdi. Bunu ancak amatör bir defans oyuncusu yapar. Yine ilk yarıda kaleci ancak şike maçlarında yenebilecek türde bir gol yedi. Tuttuğu topu içeri aldı. Tabii ki burada Kazak kalecisine hiçbir şey söyleyemiyorum. Yeteneği bu kadar, sınırlı.
İkinci yarı Kazaklar daha çok üzerimize gelmeye başladılar, pozisyonlar da buldular ama dedik ya UEFA'nın en kötü 5 takımından biri. Oyun sonlarında kornerden gelen topa Serdar vurdu, Kazak kalecisi yine içeri aldı. Ve oyun sonunda da Mehmet Topal'ı hakem kurtardı. Madem penaltı, bariz gol şansını engellemekten dolayı pekala oyundan atılabilirdi.
Sonuçta galibiyete hasrettik, bunu da elde ettik. Ama işimiz ve yolumuz o kadar uzun ki bu galibiyet ancak hafif bir nefes aldırdı, hepsi bu. Ama herhalde galibiyetten çok bu maçın önüne Volkan'ın sahayı terk etmesi geçecek. Böyle bir sorumsuzluk, böyle bir rezillik olamaz, olmadı, futbol hayatımda hiç görmedim, gören varsa beri gelsin.