Galatasaray eski teknik direktörü Graeme Souness, futbolculuk ve teknik adamlık dönemlerini anlatan bir kitap kaleme aldı. 'Football: My life, my passion' (Futbol: Hayatım, tutkum) ismini taşıyan biyografi Douglas Alexander'ın editörlüğünde kaleme alındı. (Skorer)
12 bölümden oluşan 280 sayfalık kitabında Türkiye anılarına da geniş yer veren İskoç futbol adamı, Galatasaray'da geçirdiği günleri, Türk futbolu ve ülke üzerine izlenimleri ile başından geçen bazı olayları açık bir dille anlattı.
O dönemde Türkiye'de silahlarla sık sık karşılaştığını belirten Souness, Florya'da gerçekleşen bir olayı şöyle anlattı:
"Pazar maçlarından önce cumartesileri antrenman yapardık. Sonrasında ben oyuncularla akşam yemeği yer ve ailemin yanına eve giderdim. Futbolcular da yataklarına gider, yardımcım Ahmet'i (Akcan) görevli olarak bırakırdım. Kendisi iyi yabancı dil bildiği için futbolcularla iletişimimde bana çok yardımı dokunurdu.
'BÜYÜK SORUN VAR'
Yine bir cumartesi gecesi kendisini oyuncuların başında bırakıp, ertesi sabah dönmek üzere Florya'dan ayrılmıştım. Sabah geri döndüğümde beni beklemekte olan Ahmet 'büyük bir sorunumuz var' dedi ve ardından olanları anlatmaya başladı. Futbolcular oyun odasına gitmiş, yastıkları ve minderleri koymuş, silahlarını çekmiş 30 metre uzunluğunda bir atış poligonu yaratmışlardı. Minderlerin önünde de belirlenen bir hedef vardı ve buna ateş edilerek ortaya bir cumartesi gecesi eğlencesi çıkarılmıştı. İstanbul'da oyuncularımı bundan dolayı kontrol altında tutmam gerekiyordu."
Galatasaray tarihine geçen, Fenerbahçe Stadı'nın ortasına bayrak dikme olayının başkahramanı olan Souness, bu hadiseyi de detaylarıyla anlattı. Sarı-kırmızılı taraftarların bu hareketinden dolayı 'Ulubatlı Souness' lakabını taktıkları İskoç teknik adam şu ifadeleri kullandı:
"Galatasaray'ın başına geçtiğimde Fenerbahçeli bir yönetici, 'Galatasaray bir sakata imza attırarak ne yapıyor?' demişti. Ağzı laf yapan, gazetelerde resmi sık çıkan biriydi, o yüzden siması gözümün önünden gitmez. Bundan dokuz ay sonra kupa finalinin ilk maçını kazandık. İkinci maçta 1-0 gerideydik. Uzatmanın son dakikasında top Dean Saunders'ın ayağına geldiğinde, statta aşırı düşmanca bir ortam vardı!
Maçın ardından zaferi kutlamak için sahaya daldık. Tellerin üzerinden dev bir Galatasaray bayrağı verdiler. Oyuncular bayrağı dalgalandırmaya başladı. Sıra bana geldiğinde onlar da kupayı almaya orta sahaya gidiyordu. Ben de orta saha çizgisine doğru onları takip ettim. Boşalmakta olan tribünlere baktım. Bahsettiğim Fenerbahçeli yöneticinin orada olduğunu gördüm. Bir an kendimden geçtim, kendi kendime 'Topal kimmiş sana göstereceğim' dedim. Orta yuvarlağa gittim ve bayrağı oraya diktim."
KURTULDUM DERKEN...
Fenerbahçe taraftarının bu olaydan hoşlanmadığını fark ettiğini söyleyen Souness, "İçeri sağ salim ulaşmam için başımın üstünde tutulan sandalyelerin refakatinde tünele yöneldim. Tam kurtuldum diye düşünürken, tünelde Fenerbahçeli bir taraftarla karşılaştım. Biraz gürültü-patırtı koptu haliyle... Soyunma odasına gittim ve 'Evet işte bu. Yarın buradan ilk uçakla ayrılacağım. Kesin beni kovacaklar' diye düşündüm. Ancak Galatasaraylı yöneticiler aşağı geldiklerinde, gözlerinde yaş vardı ve ben bıyıklı adamlarla hayatımda hiç bu kadar çok öpüşüp, kucaklaşmamıştım!" dedi.