Uyuz, insan gözü ile fark edilemeyen mikroskobik bir eklem bacaklı olan 'Sarcoptes scabiei'in neden olduğu yaygın bir parazitik hastalıktır. Tüm vücutta yaygın kaşıntıya yol açan uyuz hastalığı, ağırlıklı olarak kış aylarında görülse de her mevsim ortaya çıkabiliyor. Uyuz hastalığının özellikle şu sıralar sık görüldüğünü ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Esen Salman, "Kadın-erkek ayrımı yapmadan her iki cinste, tüm yaş gruplarında, tüm sosyo-ekonomik düzeylerde görülebiliyor. Ciddi salgınlar yapabilmesi nedeniyle özellikle bakım evleri, yurtlar gibi toplu yaşanan yerlerde daha sık görülür. Hastalık tokalaşma gibi kısa temaslardan ziyade daha uzun süreli temaslarla bulaşıyor" dedi. Uyuz hastalığının insandan insana yakın temasla bulaştığını ifade eden Dr. Salman, "Aile içinde birkaç bireyde birden olması tipiktir. Cinsel ilişki ile de bulaşabilir. Giyecek ve yatak takımlarından geçiş nadirdir. El sıkışma gibi kısa süreli temaslarla kolay kolay bulaşmaz. Ancak uzun süre el ele tutuşmayla, aynı yatakta yatmayla bulaşır" dedi.
ŞİDDETLİ KAŞINTI GÖRÜLEBİLİR
Parazitin kişiye geçtikten sonra ortalama 3-6 hafta gibi bir süreden sonra şikâyet oluşturmaya başladığının altını çizen Dr. Salman, şunları söyledi: "Özellikle geceleri artan, sıcak banyo ve duş ile şiddetlenen kaşıntı en önemli klinik bulgusudur. El-parmak araları, el bileğinin iç yüzü, koltuk altları, kulak arkaları, bel bölgesi, ayak bilekleri, ayaklar ve kalçada lezyonların görülebileceği vücut bölgeleridir. En belirgin lezyonu parmaklar arasında dalgalı kirli bir çizgi halinde görülen, parazitin içinde yaşadığı, gri beyaz renkli tünel yapılarıdır. Bunun dışında deride küçük kabarıklıklar ve sertlikler, su toplamaları, kepekli, kabuklu lezyonlar yapabilir." Uzun süre döküntü olmaksızın sadece kaşıntı ile de uyuzun seyredebileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten Dr. Salman, "Bebeklerde ve vücut savunma direnci düşük kişilerde saçlı deri ve yüzü de içerecek şekilde tüm vücutta tutulum gözlenebilir. Erişkin hastada nadir olmasına karşılık, bebeklerde el içi, ayak tabanı ve yüz tutulumu gösterebiliyor" dedi.
TEDAVİYE DİRENÇLİ OLABİLİR
KLASIK uyuz tedavisinin genellikle krem, pomad ilaçlar ile yapıldığını belirten Dr. Salman, şöyle dedi: "İlaçlar yüz ve saçlı deri hariç tüm vücuda uygulanmalıdır. Tırnak altları, genital bölge ve kıvrım yerlerine de sürülmelidir. Çocuk, lohusa ve gebelerde de kullanılabilen ilaçlar vardır. Bu konuyu hekime danışmak önemli. Genelde banyo yapıp kurulanmayı takiben bu ilaçları vücuda bir kez uygulamak, 10-12 saat vücutta beklettikten sonra yıkamak ve bu uygulamayı hastalığın şiddetine göre önerdiğimiz sıklıkta kullanmak genellikle yeterli olmakla birlikte son dönemlerde artan uyuz olgularından ve tedaviye rağmen gerilemeyen şikayetler, ilaca karşı bir direnç olması durumunda farklı ilaç tedavilerine de geçilebilir. Aynı yaşam ortamını paylaşan tüm aile bireylerinin, o anda aktif şikayetleri olmasa bile aynı anda tedavi edilmesi gerekliliği unutulmamalıdır. Tedavi sonrası gelişebilecek deri kuruluğu da kaşıntıya sebep olabileceği için nemlendirici kullanılması da önerilir."
ÇAMAŞIRLAR 60 DERECEDE YIKANMALI VE ÜTÜLENMELİ
Dr. Salman, tedavide çamaşırların 60 derecede yıkanmasının önerildiğini belirterek "Tekstil ürünleri ve nevresimler yıkanmadan kullanılmamalı. Kullanılan çamaşır ve çarşafların 60 derecede yıkanması ve ütülenmesi gerekli. Yıkanamayacak eşyaların ağzı bağlı olan bir poşet içerisinde ortalama üç gün saklanması yeterli olacaktır" dedi.
ŞİKAYETLER 2-6 HAFTAYA KADAR SÜREBİLİR
BAŞARILI bir tedavi sonrasında dahi hastalık bulgularının 2-6 hafta kadar devam edebileceğinin unutulmaması gerektiğine dikkat çeken Dr. Salman, "Aynı yaşam ortamını paylaşan kişilerin eş zamanlı tedavi edilmeleri çok önemli. Bebeklerin parmaklarını emerek ilacı uzaklaştırmaları, erişkinlerin ise ilacı bekletmeleri gereken süre içerisinde ellerini yıkamaları tedavide başarısızlığa neden olabilir. Uyuz tedavisi olan kişiler ile aynı ortamda yaşayan kişiler, şikayetleri olmasa da mutlaka aynı tedaviyi almalı. Erken tanı konulması bulaştırıcılığı önlemesi açısından önem taşır. Artan kaşıntı olması durumunda mutlaka doktora başvurulmalı"dedi.