Milyonlarca insanı derinden etkileyen, Kahramanmaraş merkezli depremler, binlerce can kaybına neden oldu. Büyük felaket olarak nitelendirilen depremler dünya gündeminde de yankı uyandırdı. Depremin bir de hamileler üzerinde etkisi vardı ki anne adayları hem kendileri hem de karınlarında taşıdıkları bebekleri için endişeliydi. Kimi enkazın altında kurtarılmayı beklerken karnındaki bebeğine sarıldı. Kimi enkazdan çıkarıldıktan sonra kaldırıldığı hastanede doğum yaptı. Afetin yaşandığı 10 ilde 3 bin 677 bebek dünyaya geldi. Afet bölgesinde yaşayan 2 bin 846 gebe, 3 bin 943 lohusa ve 9 bin 685 bebek takibe alındı. Ve Aile Sağlık Merkezleri de dahil çeşitli hastanelerde takipleri sürüyor.
HAMİLELİĞİN İLK AYLARINDA OLANLAR HEMEN MUAYENE OLMALI
Depremin hamileler üzerindeki psikolojik ve fiziksel etkilerini değerlendiren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Şefik Gökçe, önerilerde bulundu. Deprem anını yaşayan gebelerin afet sonrasında hemen muayene olmaları gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Gökçe "Hamileliğin başında olan gebeler, sarsıntıların etkisiyle düşük ve kanama tehlikesiyle karşılaşabiliyor. Hamileliğin ilk aylarında depremle karşılaşan gebelerin en kısa sürede hem fiziksel hem de psikolojik muayene olması önemli. Sarsıntıların etkisiyle ortaya çıkan stres sonucu anne adayının düşük yapma ihtimali artıyor. Böyle bir durumda mümkün olan en hızlı şekilde doktor muayenesi olmak son derece önemli. Aynı zamanda kanama görülmesi durumunda da yine doktor muayenesi ile erkenden müdahale edilme şansı artıyor'' dedi. Deprem sonrasında bölgenin durumundan ve kalabalık çadır yaşamından kaynaklı olarak enfeksiyon hastalık riski ortaya çıkabildiğini belirten Op. Dr. Gökçe, salgın hastalıklara karşı önlem alınması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Gebelerin deprem sonrasında hijyen konusuna daha fazla özen göstermesi gerekiyor. Bu noktada vücut hijyeninin sağlanması için temiz suyun bulunmadığı alanlarda dezenfektanlardan faydalanmak önemli. Ayrıca maske kullanımı da yine hamilelerin hastalıklara karşı alabileceği önlemler arasında yer alıyor. Yine hastalık riskine karşı bölgedeki sağlık çalışanlarının yönlendirmelerine uymak önem teşkil ediyor. Sağlıkçıların kontrolünde yapılması gereken aşıların olunması da dikkat edilmesi gereken konular arasında.''
ANNE ADAYLARININ BESLENMESİ ÇOK ÖNEMLİ
"Deprem sonrasında anne adaylarının sağlıklarını koruması bebekleri için son derece önemli" diyen Op. Dr. Gökçe şunları söyledi: "Beslenme, su tüketimi gibi konulara hassasiyetle yaklaşmak gerekiyor. Temiz suya ulaşım son derece önemli. Paket sular dahil her türlü içeceğin iyi şartlarda saklanması gerekiyor. Aksi takdirde ishal gibi sindirim sistemi hastalıkları ortaya çıkabiliyor. Açıkta beklemiş suları kesinlikle tüketmemek gerekiyor. Suları yerden yüksekte ve güneş ışığı almayacak şekilde muhafaza etmek gerekiyor. Gıda konusunda da aynı önlemler geçerli. Paketli kuru gıdalar da dahil tüm yiyeceklerin son kullanma tarihlerine dikkat etmek gerekiyor.''
VİTAMİN VE MİNERAL TAKVİYELERİNİ AKSATMAYIN
Gebelikte vitamin ve mineral ile demir ilacı gibi takviyelerin önemine dikkat çeken Op. Dr. Gökçe, ''Deprem sonrasında hamileler takviye gıdalarını ve ilaçlarını ihmal edebiliyor. Folik asit, vitamin, mineral ve demir ilacı gibi takviyelerin düzenli kullanımı oldukça önemli. Deprem bölgesindeki gebelerin sağlık çalışanları ile iletişim halinde kalarak bu takviye gıdalara erişim konusunda yardım alması gerekiyor''dedi.
TIBBİ VE PSİKOLOJİK DESTEK ALMALARI ÖNEMLİ
Gebelik takibinin aksamaması adına hamilelerin doktor tedavisine mümkün olan en hızlı şekilde ulaşması gerektiğinin altını çizen Gökçe, ''Gebelik dönemi, başından sonuna kadar doktor takibiyle ilerleyen bir süreç. Doğal afetlerde özellikle deprem bölgesinde olan gebelerde doktor takibi aksayabiliyor. Bu noktada anne adayının tıbbi destek almasının önemi daha artıyor. Gerekirse kontrollerin artırılması da yine gerekli durumlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Deprem gerçeğiyle yüzleşen anne adayının afet sonrasında psikolojik destek alması da önemli.
ERKEN DOĞUM RİSKİ ARTABİLİR
Gebeliğinin son dönemlerinde olan anne adayları için depremin erken doğumu tetikleyebildiğine de dikkat çeken Op. Dr. Gökçe, ''Yaşanan afetler anne adayı üzerinde korku ve stres gibi olumsuz duyguları tetikliyor. Bu bağlamda ihtimal düşük olsa da anne adayında kasılmalar başlayabiliyor. Bu durum da erken doğuma veya düşüğe neden olabiliyor. Maruz kalınan stresin oluştuğu dönem bu noktada önem teşkil ediyor. Herhangi bir sorunla karşılaşmamak adına yine deprem sonrası hemen tıbbi ve psikolojik destek alınması gerekli. Medikal tedaviler sayesinde anne adayının kalp atışı, tansiyonu, stres hormonları için rahatlatıcı bir etki yaratılabilir'' dedi.