İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık İlhan Karagöz'e Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle bağlanılırken, avukatı da salonda hazır bulundu.
Duruşmada, sanık Karagöz'ün hakimlik yaptığı dönemde mahkeme kaleminde çalışan memurlar ile eşi, ablası ve kardeşi tanık olarak dinlenildi.
1 DOLARI GELİP ALDILAR
Karagöz'ün hakimlik yaptığı mahkemede katip olarak çalışan tanık Gülşah P, darbe girişiminin ardından Karagöz'den sonra mahkemeye bir hakim görevlendirildiğini söyledi. Yeni hakimin, oda istemesi üzerine İdari İşler Birimi'ne bilgi verdiklerini kaydeden Gülşah P, "İdari İşler odayı boşaltmamızı söyledi. Zaten 15 Temmuz'dan sonra savcı ve polis eşliğinde odada arama yapılmıştı. Biz odadaki dosyaları, evrakı alacaktık. O dönem hamileydim. Hakim Bey'in masasındaki koltuğa oturdum. Çekmecede bulunanları çıkarıp masanın üzerine koyuyordum. O esnada evrakın içinde yeşil bir şey gördüm. 'Aaa bu ne?' diye tepki verdim. Kalemdeki arkadaşlar da gördü. Sonra odayı boşalttık. Savcı ve ve polisler gelip 1 doları aldı." diye konuştu.
Duruşmada ifadeleri alınan diğer memurlar da benzer şekilde beyanlarda bulunurken, sanığın ailesi Karagöz'ün bipolar olduğunu iddia etti.
Tanık beyanlarına karşı söz alan sanık Karagöz, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ''Balyoz davasında bilirkişilik'' yapanlara yönelik hazırlanan iddianamede, "Balyoz Planı" davasından beraat eden Deniz Kurmay Albay Ali Yasin Türker'in sunduğu dilekçeye yer verilmişti. Dilekçede, sanıkların tutuklanma nedeni olarak dosyadaki 19 CD ile ilgili TÜBİTAK'ta görevli bilirkişiler Erdem Alparslan, Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi tarafından 19 Şubat 2010'da yazılan bilirkişi raporunun gösterildiği, raporun eksik ve hatalı olduğu aktarılmıştı.
O dönem TÜBİTAK'ta Bilişim Sistemleri Grubu'nda araştırmacı olarak görev yapan sanık Erdem Alparslan ile TÜBİTAK'ta başuzman araştırmacı olarak görev yapan sanıklar Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi'nin eksik ve yanlış bilirkişi raporu düzenledikleri öne sürülen iddianamede, sanıkların "görevi kötüye kullanmak" suçundan birer yıldan üçer yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. "Balyoz Planı" davasından beraat eden 163 kişi tarafından müdahillik talebinde bulunulmuştu.
İddianameyi kabul ederek yargılama başlatan İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz, davanın duruşma tarihi 23 Eylül 2016 olmasına rağmen, müdahil ve sanık taraf avukatlarının haberi olmadan, Ramazan Bayramı'nın arife gününe denk gelen 4 Temmuz 2016'ya duruşma açarak davaya ilişkin gerekçeli karar yazdırmıştı.
Karagöz, medyanın gündemine de giren ve davanın reddedilmesi hükmünü kurduğu 572 sayfalık "ilginç" kararında, FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen hakkında "mehdi" nitelemesinde bulunmuş, ayrıca başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birçok devlet yetkilisinin gözaltına alınması için Genelkurmay Başkanlığını harekete çağıran ifadeler kullanmıştı.
Karagöz'ün bu kararı, "darbe mesajı" olarak nitelendirilmişti
Karagöz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ üyesi oldukları gerekçesiyle bazı hakim ve savcılar hakkında başlatılan soruşturmalar kapsamında, tedavi gördüğü Bursa'da gözaltına alınmış, sevk edildiği nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince 22 Temmuz 2016'da tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından eski hakim İlhan Karagöz hakkında hazırlanan 106 sayfalık iddianamede, darbe girişiminden 11 gün önce verdiği kararda TSK'yı hükümete yönelik darbeye çağıran Hakim Karagöz'ün, FETÖ'nün "uyuyan hücrelerinden biri" olduğu vurgulanıyor.
İddianamede, Karagöz'ün yazdığı kararla silahlı terör örgütü üyelerini bir an evvel "amaç suç" için harekete geçirmeye ve azmettirmeye çalıştığı, yargıyı bir silah gibi kullandığı belirtilerek, sanık Karagöz hakkında ''Anayasa'yı ihlal'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs'' ve ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs'' suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.?
Yeni hakim, Karagöz'ün kararını yok saydı
Tutuklanan ve hakkında dava açılan Karagöz'ün yerine İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesine atanan Hakim Hakan Özer, 23 Eylül'deki davanın 13. duruşmasında verdiği kararla, "Daha önce verilen kararda Ceza Muhakemesi Kanunu'nun hiçbir usul kuralına uyulmadığı, kararın dosyayla ilgisinin bulunmadığı ve hakim Karagöz'ün HSYK kararıyla görevden uzaklaştırıldığı" gerekçeleriyle 4 Temmuz tarihli kararının yok hükmünde sayılmasına karar vermişti.