Tiroit cerrahisine uygun olan hastaların ameliyat hakkında sordukları soruların sayısı, sırası ve içeriği günümüzde artık değişkenlik gösteriyor. Örneğin daha önce ameliyat izi kalması sorusu en ön sırada yer alırken, günümüzde ameliyata bağlı çıkabilecek sorunlar yani ameliyat komplikasyonları ön plandadır.
Memorial Şişli Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Adnan İşgör, tiroit ameliyatlarında en sık sorulan soruları yanıtladı...
1. Ses kısıklığı olacak mı?
Böyle bir olasılık söz konusudur ancak bu ihtimal, deneyimli ellerde çok düşüktür ve binde bir civarındadır. Dolayısıyla çoğu geçici olan ve çok az karşılaşılan ses kısıklığı ihtimali nedeniyle gerekli bir ameliyatın yapılmasından vazgeçilmemelidir. Ses kısıklığının nedeni tiroitle yakın komşulukta bulunan ve ses tellerine giden sinirlerin zedelenmesidir.
2. Kan kalsiyumu ameliyattan sonra düşer mi?
Kan kalsiyum düşüklüğü genellikle ameliyattan 24-48 saat sonra gelişir ve görülme ihtimali azdır. Hastanın ağız çevresi, el ve ayak parmaklarında uyuşma, bazen de kasılmalarla kendini gösterir. Nedeni tiroidin arkasında bulunan paratiroit adı verilen bezlerin zedelenmesidir. Hastalara verilen kısa süreli kalsiyum tedavisi ile çoğunlukla kendiliğinden düzelebilmektedir.
3. Narkozdan uyanmama gibi bir sorunla karşılaşılıyor mu?
Hastalar ameliyattan önce anestezi uzmanı tarafından muayene edilmekte ve o hasta için gerekli görülen testler yapılmaktadır. Bu işlemler sonucunda anestezi almasında herhangi bir sakınca olmadığı saptanan hastalarda uygun bir anestezi verilmesinden sonra uyanmama sorunu ile karşılaşılmamaktadır. Diğer yandan çok ender olarak bazı hastalar normalden biraz daha geç uyanabilir.
AMELİYAT 1.5 SAAT SÜREBİLİR
4. Ameliyatın süresi nedir?
Ameliyatın süresi; kullanılan tekniğe ve ameliyat yöntemine, tiroidin büyüklüğüne ve yandaş organlarla olan ilişkisine göre değişir. Orta büyüklükte ve yapısal anormalliğin olmadığı bir tiroidin tamamını çıkarmak için gerekli süre ortalama 1.5 saat dolayındadır.
5. Ameliyattan hemen sonra ne gibi yakınmalar olabilir?
Ameliyattan sonraki ilk bir-iki saat içinde sürekli uyuma isteği ve boyun ağrısı olabilir. Bazen öğürme, mide bulantısı ve kusma, özellikle sigara içenlerde öksürük; hastayı ilk saatlerde rahatsız edebilir. Bu sorunlar uygun ilaçlarla en aza indirilebilmektedir.
6. Ameliyattan sonra tiroit ilacı kullanmam gerekli mi?
Tiroidinin tamamı veya büyük kısmı çıkarılan hastalarda hormon üretimi yetersiz olacağından hastalarda az çalışan tiroit ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla bu hastaların yaşamları boyunca hormon almaları gerekir. İlacın dozu, ameliyat nedenine ve kan TSH düzeyine göre ayarlanır. Kullanılan hormonun yan etkileri TSH düzeyi uygun sınırlarda tutulduğu sürece hemen hiç yoktur ve kemik erimesi sorununun ortaya çıkma olasılığı çok azdır.
7. Tiroit ilacının arada bir unutulması önemli midir?
Herhangi bir nedenle ilacın birkaç gün alınmaması büyük sorun oluşturmaz. Ancak bu, alışkanlık haline gelmemelidir. Diğer yandan ilacın dozu hekimin bilgisi olmadan değiştirilmemelidir. Ayrıca ilaç sabah aç karnına alındıktan en az 45-60 dakika sonrasına kadar su hariç bir şey yenilip içilmemelidir.
8- Ameliyat sırasında kullanılan yeni teknolojiler var mı?
Tiroit cerrahisinde kullanılan yeni tekniklerden birisi de tiroide yakın komşuluk gösteren ses tellerine giden sinirlerin ameliyat sırasında sinir monitorizasyon adı verilen bir yöntemle kontrol edilerek daha güvenli bir ameliyat sağlanmaya çalışılmasıdır. Bir diğer yeni teknoloji, tıpta 'endoskopik tiroit cerrahisi' (video-endoskopik cerrahi ve robotik cerrahi gibi) adı verilen bir yöntemdir. Günümüz koşullarında tüm hastalara uygulanamadığı gibi klasik yönteme göre herhangi bir üstünlüğü kanıtlanamamıştır. Tek amacı boyunda iz kalmaması olan bu yöntemlerin günümüzde genel kabul gördüğü söylenemez.
9. Ameliyat yarası nasıl kapatılıyor, iz kalıyor mu?
Ameliyat kesisinin uzunluğu guatrın büyüklüğüne bağlı olarak değişmekle beraber ortalama 4-5 santimetre civarındadır. Yara genellikle gizli dikiş adı verilen bir yöntemle kapatılır. Ancak ince metal klipslerle ya da özel bantlarla yara kapatılabilir. Yaranın lazer tekniği ile kapatılmasının ise özel bir avantajı yoktur ve deneyimli olduğu kabul edilen merkezlerde kullanılmamaktadır. Uygun ve kibar bir cerrahi teknik kullanılan bir hastada kalacak yara izinin nasıl olacağını belirleyen etken, bireyden bireye göre değişen yara iyileşme aşamalarıdır. Daha önce başka bir ameliyat geçirmiş hastada bile tahmin edilmesi olanaklı değildir ve bir yara son şeklini en erken bir yıl sonra alır.
ERTESİ GÜN NORMAL BESLENEBİLİR
10. Hastaneye ne zaman yatmalıyım ve kaç gün hastanede yatarım?
Önemli başka hastalığı olmayan hastalar ameliyat günü hastaneye yatırılır. Buna göre önceden gerekli tetkikleri yapılmış ve anestezi uzmanınca değerlendirilmiş olan hastaların ameliyattan bir saat önce, diğer hastaların ise iki-üç saat önce hastaneye yatması yeterlidir. Ameliyatın ertesi günü normal beslenmeye geçen hasta hemen hemen tüm günlük aktivitelerini yapar durumda olur ve hastaneden çıkabilir.
ALTIN STANDART KLASİK AÇIK AMELİYAT
Tiroit ameliyatlarında robotik cerrahi dahil laparoskopik yani kapalı yöntemler kullanılabiliyor. Ancak hastaların en fazla yüzde 15'i buna uygun oluyor. Burada kozmetik sonuçlar öne çıkıyor ama çoğu hastada halen bu yöntem kullanılamıyor. O nedenle altın standart, klasik açık tiroit ameliyatıdır.
KALSİYUM DENGESİ BOZULUR
Tiroit ameliyatlarının cerrahi sonrası en önemli problemleri, ameliyattan sonra erken dönemde kanama, sinir yaralanmasına bağlı ses sorunları ve kalsiyum metabolizmasının geçici de olsa bir süreliğine bozulması oluyor. Cerrahın en önemli görevi bu sorunların ez az düzeyde ortaya çıkmasını sağlamaktır.
PARATİROİT BEZİ ÇOK ÇALIŞMAYA BAĞLI OLARAK TEDAVİ EDİLİYOR
Paratiroit bezlerinde, tiroit bezinden farklı olarak az değil, çok çalışmadan kaynaklı sorunlar görülebilir ve hiperparatiroidi olarak isimlendirilir. En sık karşılaşılan ve çoğunlukla cerrahi gerektiren birincil grupta hastalık iki şekilde ortaya çıkar. Bunlardan ilkinde bütün bezler büyüyebilir. Bazen de bir veya birkaç bez adenom adı verilen bir şekilde büyüyebilir. Birincil grupta henüz kabul gören bir tıbbi tedavi bulunmamakla birlikte sadece kalsiyum düzeyi yüksek, kriz riskli hastalarda ameliyata hazırlık için kalsiyum miktarının düşürüldüğü geçici tedaviler uygulanır. Eğer kalsiyum yüksekse, fosfor düşükse, idrarda kalsiyum fazla atılıyorsa, hastada belirgin yakınma ve bulgu olmadan da çoğu kez ameliyat gerekebilir. Ancak hastada kemik erimesi, böbrek taşı ile kas yorgunluğu gibi sorunlar ortaya çıkmışsa mutlaka ameliyat edilmesi gerekir.
TEK SEÇENEK CERRAHİ
Paratiroit cerrahisinde, ameliyatta bütün bezlerin görülmesi ve bunlardan hastalıklı olanların çıkartılması temel yaklaşımdır. Günümüzde başta ultrason ve sintigrafi olmak üzere MR / BT gibi görüntüleme yöntemlerinin de işleme dahil edilmesi ile büyümüş tek bezin nerede olduğu görülebilir ve odaklanmış cerrahi adı verilen, daha sınırlı ve kısa olan bir cerrahi girişim yapılabilir. Ancak bazen birden fazla bezde hastalık olmasına karşın görüntüleme yöntemleri sadece bir bezi gösterebilir. Bu durumda bu bez başarılı bir şekilde çıkarılsa da hastalık bir süre sonra tekrarlayabilir.