En sık görülen alerji türleri arasında olan besin alerjilerine bağlı reaksiyonlar yetişkinlerin yüzde 25'inde ortaya çıkarken, bu oran çocuklarda yüzde 6-8 arasında. Liv Hospital Çocuk Gastroenteroloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ender Pehlivanoğlu, bebeklerde ve çocuklardaki besin alerjilerinin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini anlattı...
Besin alerjileri ne sıklıkta görülüyor?
Alerjik hastalıkların görülme sıklığı tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de artıyor. Alerji, tıpkı bir salgın gibi bebeklik çağından başlayarak tüm bireyleri etkiliyor. Bu toplumsal sorun Amerika Birleşik Devletleri'nde her yıl 6-7 milyon yeni hastanın ortaya çıkmasına neden oluyor. Ülkemizde de besin alerjisine sahip yüz binlerce çocuk mevcut. Bu kişilerin yaşam kalitesi ve fiziksel durumları besin alerjisi yüzünden bozuluyor.
VÜCUT REAKSİYON VERİYOR
En çok hangi besinlere karşı alerji görülüyor?
Besinler, alerjik yapılı kişilerde çeşitli tepkilere yol açıyor. Vücudun bağışıklık sistemi, kişinin alerji yapma kapasitesine göre sorumlu maddeye karşı reaksiyon veriyor. Bu reaksiyonlar bazen hafif, bazen de ağır biçimde ortaya çıkıyor. Birçok besin maddesi alerji nedeni olabilir. Bu besinlerin başında inek sütü gelir. İnek sütünün özellikle kazein isimli kısmı alerjiden sorumludur. İnek sütü proteinlerinden başka soya proteinleri, tahıllar, yumurta beyazı, deniz ürünleri, fındık, fıstık, kakao, elma, çilek, portakal gibi besinler de alerjik reaksiyon yaratabilirler.
Genetik faktörler etkili mi?
Alerjinin oluşması için duyarlı bir yapı, temel olarak genetik yatkınlık, alerji yapan madde ya da alerjen ve stres faktörlerine gereksinim vardır. Ana neden genetik yatkınlıktır. Hem anne, hem babada alerji öyküsü varsa, bebekte ya da çocukta alerjinin gelişme ihtimali yüzde 58'e kadar yükselir. Kordon kanından IgE isimli maddeyi ölçerek bebeğin ileride alerjik olup olmayacağını tespit etmek olasıdır. Genetik yatkınlığın yanı sıra doğum tipi de besin alerjisinin ortaya çıkmasında etkendir. Sezaryenle doğan bebeklerde alerjik reaksiyonlara daha sık rastlanır. Bebeğin beslenme tipi, alerjinin gelişmesinde rol oynar. Anne sütü, başta astım olmak üzere birçok alerjik soruna karşı koruyucudur. Vitaminler, alerji oluşumunda etkilidir. Bazı gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda bebeklik döneminde multivitamin kullanımının alerji yönünden risk oluşturduğu belirlenmiştir.
KORDON KANINDAN TEŞHİS
Besin alerjisi nasıl teşhis edilir?
Genetik yatkınlığın bilinmesi alerjik sorunların teşhisinde yardımcıdır. Aile bireylerinde alerji öyküsünün varlığı önemli bir bilgidir. Bu özelliği barındıran bebeklerin kordon kanından alınan örnekte IgE isimli maddenin ölçümü ile tanınması olasıdır. Alerjik reaksiyonlar, vücut sıvıları veya kan hücrelerinin rol alması sonucu gelişir. Bu nedenle kan tahlilleri ve deri testleri yapılarak alerjinin varlığı ve alerjiye neden olan besin maddeleri saptanabilir. Sindirim kanalının içini döşeyen mukozadan alınan hücreler üzerinde yapılan araştırmalar, sağlık sorununun anlaşılmasını sağlar.
Besin alerjisinin tedavisi nasıl yapılır?
Besin alerjilerini engellemenin temel yolu, alerji yapan besinden uzak durulmasıdır. Özellikle inek sütü alerjisinde inek sütü yerine farklı yapıda olan keçi, koyun, manda sütü tercih edilmelidir. Ancak tüm bu sütlerin inek sütüne benzer alerjik yapısı vardır. Çapraz reaksiyonla alerjik etkilerin ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır. Alerjik bebeklerin standart mamalar yerine özel hipoalerjik mamalarla beslenmeleri gerekir. Bu mamalar alerji yapmayan protein parçacıkları, karbonhidrat ve yağları içerir. Sadece beslenme tedavisi ile besin alerjisini engellemek mümkündür. Alerjik kişinin kendisine dokunan alerji potansiyeline sahip (süt, yumurta, portakal, muz vb.) gıdalardan uzak durması önerilir. Balık en sık alerji yapan besinlerin başında geldiği için riskli bebeklerin 1 yaşına kadar balık yememesi tavsiye edilir.
Besin alerjisinden nasıl kurtulunur?
Riskli bebeği ve kişiyi tanıma
Olası alerji yapacak besinlerden kaçınma
Sağlıklı çevre
Doğa ile iç içe yaşam
Temiz besin
Anne sütü ile beslenme
Normal doğum
Besin alerjisi hangi organları etkiler?
Yemek borusu: Reflü hastalığı ve yutma bozukluğuna yol açar.
Mide: Gastrit
İnce bağırsak: İltihaplanma, ishal, karın ağrısı
Kalın bağırsak: İshal, kabızlık, kanlı ve/veya mukuslu dışkılama
Cilt: Döküntü, egzama
Eklemler: Artrit, ağrı
Göz: Gözde yaşarma ve kaşıntı
Burun: Nezle
Solunum yolları ve akciğer: Öksürük, hırıltı, astım
Besin alerjileri ne tür sorunlar yaşanmasına neden olur?
Besin alerjisine bağlı ortaya çıkan reaksiyonlar ölümle sonuçlanabilecek kadar ileri boyutta olabilir. Balık yenilmesine bağlı gelişen şok, ani tepkinin bir örneğidir.
Bebeklik döneminde en sık görülen inek sütü alerjisinde ilk belirtiler, mukuslu (sümüklü) dışkı yapma ve gaz sancısını taklit eden ağrılardır. Özellikle dışkısında kan ve mukus (sümük) bulunduran bebeklerde inek sütü alerjisi dikkatle araştırılmalıdır.
Kansızlık (anemi) mukuslu kaka çıkarmaya eşlik eder. Bu bebeklerde ishal ve kolik şeklinde karın ağrısına sıklıkla rastlanır. Kusma ve büyümede yavaşlık dikkati çeken diğer bulgulardır.
Sindirim sistemi içini döşeyen deride iltihaplanma, çocuğun kilo almasını engeller. Ancak bu iltihaplanma çoğu zaman yaşam boyu devam etmez.
Süt, soya, balık, yumurta, pirinç gibi maddelere bağlı besin alerjisinde reaksiyonlar genellikle 3 yaşına kadar devam eder.
Besin alerjileri, reflü hastalığı ve gastrit olarak tanımlanan mide mukozasının incinmesine de neden olabilir.
Karın ağrısı, gaz sancısı, kabızlık gibi sorunlar da besin alerjisi ile ilişkili olabilir. Kalın bağırsakta iltihaba yol açan alerjik reaksiyonlarda dışkıda kan görülmesi olağan bir durumdur.