Türkiye'de anneler emzirme konusunda oldukça hassas. Fiziksel ve sağlık nedeniyle bir engel yoksa genelde tüm anneler bebeklerini emziriyor. Mesela yurt dışında birçok ülkede annelere, "Bebeğinizi emzirecek misiniz yoksa mama mı vermeyi tercih edeceksiniz?" diye sorulur. Yani emzirmek bir tercih meselesidir. Biz de ise emzirmemek sadece zorunlu durumlarla söz konusu olur. Anaç bir toplumuz ve bu bebeklerimiz açısından oldukça sağlıklı bir durum. Emzirmenin anneyi hem ruh hem de fiziksel olarak zinde tuttuğunu da biliyoruz. İstatistikler de Türk kadınının emzirme konusunda bir rekor kırdığını gösteriyor. Geçtiğimiz hafta Emzirme haftası nedeniyle, Philips Avent'in gerçekleştirdiği bir davete katıldım. Uygulamaları üzerinden, 25 ülkede 6 bin anne ile emzirme deneyimleri hakkında global bir araştırma yapmışlar. Araştırmaya Türkiye'den bin 448 anne katılmış. Sonuçları oldukça önemli, sizinle de sonuçları paylaşmak istedim.
Ülkemizde 2021 yılında bebeklerin anne sütüne erişimi yüzde 96.5. Yani annelerin hemen hepsi çocuklarını emzirmeyi tercih ediyor. Üstelik ortalama emzirme süremiz de 17 aya yükselmiş. Türk annelerin yüzde 49'u toplum içinde emzirmenin kendilerine uygun olmadığını söylemiş. Yüzde 30'u uygun olduğunu, yüzde 21'i ise henüz emin olmadığını belirtmiş. Globalde, annelere topluma açık olan alanlarda neden emzirmekten çekindikleri de sorulmuş. Yüzde 15'i "Bu durumu uygunsuz bulduğunu" yüzde 41'i Emzirme kendime sakladığım özel bir konu" yüzde 52'si ise "Tanımadığım insanların yanında emzirmek beni rahatsız ediyor" demiş. Türkiye'de toplum içinde emzirmeye sıcak bakan annelere motivasyon kaynaklarının ne olduğu da sorulmuş. Yüzde 75'i "Bebeğimi ihtiyaç duyduğu anda beslemek istiyorum", yüzde 64'ü "emzirmenin normal olduğunu göstermek istiyorum", yüzde 50'si ise "Annelerin bebeklerini istedikleri zaman emzirmeye hakkı vardır" yanıtını vermiş.
EŞLERDEN DESTEK BEKLENİYOR
Peki, anneleri toplum içinde emzirme konusunda rahat hissettirecek şey nedir? Bu soruyu da Türk annelerin yüzde 46'sı "Bebeklerin toplum içinde emzirmeleri normal kabul edilirse", yüzde 32'si "Eşimizden destek görürsek emzirebiliriz", yüzde 26'sı ise "Çevremde başka bir kadının da emzirdiğini görürsem emziririm" şeklinde cevap vermiş. Ben de uzun süre bebeğini emziren bir anne olarak, dış alanlarda da emziren odalarının ya da emzirme alanlarının olmasının işletmelerde zorunlu hale getirilmesini istiyorum. Hatta belediyelerde dış alanlara emzirme bölgeleri yapmalı. Üstelik bizim toplumumuzda emzirmek kutsaldır. Emziren anne ve bebeğine herkes elinden geldiği kadar yardım etmek ister. Ancak, annelerin ve bebeklerinin her alanda ihtiyaç duydukları konfora erişebilmeleri de şart. Bu konuda emzirme örtüleri imdadımıza yetişse de, annelerin hem sosyalleşebilmeleri, hem de bebeğin en doğal hakkı olan anne sütüne ulaşabilmesi için daha çok atacak adımımız var.
KADINLARIN HAYATINI KOLAYLAŞTIRMAK
Markanın Sağlık Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Pazarlama Direktörü Hatice Vanlıoğlu da hedeflerinin annelerin hayatını kolaylaştırmak olduğunu söylüyor, "Yapmış olduğumuz Global Emzirme Araştırması, bize sağlıklı gelecek nesillerin yetiştirilmesi için anne sütü ve sürdürülebilir emzirmenin önemini bir kez daha gösterdi. Annelerin bebeklerini emzirmeye devam etmeleri için ihtiyaçları olan desteği sağlayarak, emzirme yolculuklarında inovatif ve hayatlarını kolaylaştıran ürünlerimizle yanlarında yer alıyoruz. Ayrıca yaptığımız sosyal sorumluluk projelerimizle de anneleri emzirme yolculuklarında destekliyoruz. 2015 yılında başlattığımız "Süt Saatim Projesi" ile de 240 şirkette süt odaları kurarak, 30 binin üzerinde anneye ulaştık."