Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

İyi niyet taşlarıyla döşenen yol

Yeni Anayasa sürecinin "taktik manevralara", "parti içi hesaplara", "tribüne oynama" alışkanlığına kurban gitmesi an meselesi. Daha "Bismillah" bile denmemişken karamsarlık cephesinde konuşlanmamak lazım belki. Lakin gelişmeler, duyumlar, spekülasyonlar bir "görünmez elin" devreye gireceği kuşkusunu pekiştiriyor. Örneğin, önceki gün TBMM Genel Kurulu'ndaki manzara...
AK Parti'nin hazırlıksız yakalanışı. CHP, MHP ve BDP'nin siyasi kurnazlığı.
Gündemde ne var? TBMM İç Tüzüğü'nde değişiklik. Niyet ne? Kadın milletvekillerinin Genel Kurul çalışmalarına pantolon giyerek de katılabilmesi. Peki, BDP'nin önergesi ne yönde? Vekillerin, dini inançlarına uygun kıyafetle de Meclis'e girebilmeleri...
Yukarıdaki meselenin "genel yönü", anayasa çalışmaları başlamadan önce, siyasi kutuplaşmayı tetikleyecek girişimde gizli.
Olayın, parti bazında "özel değerlendirmesi" de ilgi çekici.
* BDP'nin duruşundan başlayalım. Din kartının açılmasına odaklanalım. Etnik kimlik siyasetini kamufle etmek üzere farklı inanç gruplarına özgürlük vaadi ile yola çıkılmasını sorgulayalım. KCK oluşumunun bölgede ciddi rakip olarak gördüğü dini kanaat önderleri ve takipçilerini baskı altında tuttuğunu hatırlatmakla yetinelim.
* CHP'nin, "kamusal" olarak nitelendirdiği alanlarda "başörtüsüne karşı" çıktığı bilindiği için pantolon-türban pazarlığına girmesi zaten düşünülemezdi. Ama o da siyasi prim uğruna son dakikada trene bindi.
* MHP ise 2008'deki anayasa değişikliği teşebbüsünden bu yana AK Parti'nin "türban mağduriyeti" ile büyüdüğünü sanmakta ve o eski gündemden medet ummakta.
* AK Parti'ye gelince... Yeni döneme sıfır hafıza ile başlayayım derken siyasi rakiplerinin ince taktiklerini görmekte geç kaldı.

***
Dün açıklanan AB İlerleme Raporu'na yansıyan, "Hükümet ve muhalefet, özgürlükleri merkezine alan yeni anayasa için taahhütte bulundular" vurgusunu esas alarak siyasi partiler bazında anayasa yolculuğunu sürdürelim.
* İlk sırada yine BDP'ye yer verelim. Büyük Anayasa Projesi, Kürt sorununun çözüm reçetesi, terörle mücadelenin panzehiri gibi sunuldukça tablo çıkmaza giriyor. Zira, BDP'li aktörler, "Neyin olmayacağını gösterme yaklaşımı" ile masaya gelmiş izlenimi veriyor. Şimdilik "ana dilde eğitim" vb istekler ötelense de Kürtçülük adına teminat arayışı apaçık sürüyor.
* CHP'de durum daha karmaşık. Seçim öncesinde açıkladığı "anayasa ilkeleri" ile bağlı olduğu düşünülen ana muhalefet partisi, "iki yönlü ön şart" ileri sürüyor. Anayasa müzakerelerine başlamak için seçim ve siyasi partiler yasası değişikliği ile özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına ilişkin düzenleme istiyor. Eş zamanlı olarak Uzlaşma Komisyonu'nu kilitleyecek tezler geliştiriyor. "Mutlak mutabakat veya nitelikli çoğunluk sağlanmayan maddeler reddedilmiş sayılsın" tarzıyla tali yollar inşa ediyor. Oysa millet tüm partilerden, üzerinde uzlaşılabilecek anayasa metni yazma mahareti bekliyor, bahaneler üretmesini değil.
CHP'deki zorlu durumun diğer nedeni de parti dinamikleri. Tüzük değişikliğinin rafa kaldırılması, olağan kurultayın ertelenmesi düşüncesi, Baykal-Sav delegelerinden sonra Gürsel Tekin delegelerini elimine etme planı... İşte tam bu aşamada Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun, taziye için Başbakan Erdoğan'ı ziyaret etmesi, siyasi yumuşama takviminin başlangıcı olabilir. Hatta Kılıçdaroğlu, yıllardır ertelenen AK Parti iade-i ziyaretini de gerçekleştirebilir. Birçoklarına ironik gibi gelse de AK Parti ile tansiyonun düşürülmesi Kılıçdaroğlu'nun elini bile rahatlatabilir. Ancak, Başbakan'ın Alman Vakıfları'nın para aktarımı iddiası üzerinden CHP'ye yüklenmeye teşvik edilmesi, CHP'nin de karşı atağa geçerek Deniz Feneri Dosyası'nı yeniden ısıtması, tarihi uzlaşma şansına darbe vurmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürüyor.
* MHP kanadı; sert söylemlerine, hassas ilan ettiği bazı konulardaki katı tutumuna rağmen AK Parti'yi, BDP ipoteğinde bırakmayacağını hissettiriyor.
Ve son nokta. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in, "Anayasa yapar gibi görünecek ama..." diyen müzmin muhaliflerine dikkat etmesi gerekiyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA