Alt ligden gelip en üst ligde ilk sezonunda şampiyon olmak mı daha zor ihtimal yoksa şampiyon olduğu üst ligde ertesi sezon küme düşmek mi? İkincisi demek daha akla yatkın geliyor ama söz konusu takım Leicester olunca geçen yıl kazandıkları şampiyonlukta fazla mantık aramamak, zaten mucizeydi demekte fayda var. Şampiyonluğa yürürken 40 puan barajını aştıklarında "Tamam ligde kalmayı garantiledik. Takımın üzerindeki baskı kalktı" derken gayet ciddi olan İtalyan teknik adam Ranieri için bu sezon durum iyi gitmiyor.
Bu düşüşü sadece orta sahalarının dinamosu Kante'yi Chelsea'ye satmış olmalarıyla da açıklayabilmek mümkün değil. Leicester, Premier Lig'de son 14 haftaya girilirken 21 puanla küme düşme hattının sadece bir puan üzerinde ve son dört maçını da kaybetti. Hal böyle olunca "Şampiyon olduğu sezondan bir sonraki sezon küme düşen takım var mı?" sorusu akıllara geliyor.
Futbol tarihinde 1927 yılından bu yana 44 ülkede 68 takım şampiyonluk sevincini yaşattığı taraftarını bir sezon sonra küme düşüp ağlatmış. Bizde böyle bir örnek yok ama Almanya'da Nürnberg (1969), Avusturya'da Tirol (2002), Brezilya'da Fluminense (2013), İngiltere'de Manchester City (1938) bir yıl içinde sevinci de hüznü de yaşayan takımlardı.
Peki mucize şampiyonluğun mimarı Ranieri'nin kurtuluş reçetesi var mı? İtalyan hoca, çok hamburger yiyen futbolcularına yasak getirdi ve "Makarna yiyeceksiniz" emrini verdi. Bakalım, makarna, Liecester City'i kurtaracak mı?
BİR DERS
Messi'nin Maradona'dan öğrendiği
Cristiano Ronaldo'nun yüksek profilli hayatının yanında Messi'nin mütevazı tercihleri onu her zaman daha gizemli bir futbol yıldızı yaptı. Onun otomobil koleksiyonu ya da karatı yüksek pırlantalı yüzükleri yok. Arjantin'de doğduğu şehir Rosario'ya gittiğinde de yaşadığı hayata milyon dolarlar saçmıyor Messi. Tek lüksü, özel hayatını koruma altında tutmak. Bunun için de Barselona'ya 20 km. uzaklıkta Castelldefels'de yaşadığı evine komşu olan evi, kendi ailesinin mahremiyeti için satın almış olması.
Bu bilgiyi de paylaşan takım arkadaşı Rakitic. Dokuz yaşındayken büyüme hormonunda eksiklik yüzünden tedavi olduğu günlerde doktoru ona "Maradona'dan uzun olacaksın ama daha iyi olur musun bilemem" demişti. Messi 1.69 oldu, Maradona ise 1.65'te kaldı. Boy tahmini için doktor haklı çıktı ama Maradona'dan daha iyi mi sorusuna hala "Hayır" cevabını verenlerin sayısı da gün geçtikçe azalıyor.
Maradona'nın dediği gibi "Tamam beni Messi ile karşılaştırabilirsiniz, bu sayede Pele'den kurtulmuş oluruz." Mükemmel olmayan adamların en mükemmeli Maradona, Barcelona kulübünden özel hayatı yüzünden gönderilmişti. Hormon tedavisi için çocuk yaşta geldiği Barselona şehrinde Lionel Messi'nin bundan kendisine ders çıkarmamış olma ihtimali var mı sizce?
27
Barcelona'da 26 frikik golü atan Ronald Koeman geçen hafta en çok frikik golü atan ünvanını 27 gol ile Messi'ye devretti.
BİR PAZARLIK
15 bin dolarlık Ronaldo
Cristiano Ronaldo ile Brezilyalı efsane golcü Ronaldo'yu ayırabilmek için ikincisine "harbi" ön eki getiriyorum uzun zamandır. Hikayenin öznesi de Harbi Ronaldo. 24 yıl öncesine gidelim. Ronaldo 17 yaşında genç bir yetenek. Sao Paulo Başkanı'na bir teklif mektubu geliyor. Mektupta kısaca yazan "Rio'lu çok yetenekli bir genç var. Santrfor oynuyor. Bonservisinin yüzde 50'sine 15 bin dolar verin."
Sao Paulo Başkanı Jose Eduardo Pimenta Mezquita teklifi yüksek buluyor, cevabı da kısa oluyor: "7 bin 500 dolar veririm". Anlaşma olmuyor, 15 bin dolarlık Ronaldo, Cruzeiro'nun yolunu tutuyor, 14 maçta 13 gol atıp 3 de asist yapınca Hollanda'ya PSV'ye gidiyor. Sonrasını biliyorsunuz...
20 MİLYON DOLAR
1992'de bonservisinin yüzde 50'si 15 bin dolar olan Ronaldo, 1996'da PSV'den 20 milyon dolar karşılığında Barcelona'ya transfer oldu.