Merhaba sevgili okurlar... Bundan böyle her pazar sağlığımızı yakından ilgilendiren konularla bu sayfada birlikte olacağız. Bu hafta konumuz şeker hastalığı ameliyatı...
Öncelikle baştan başlayalım: Şeker hastalığı hareketsiz yaşam, dengesiz beslenme ya da genetik sebeplerle oluşan bir hastalıktır. Tip 1 diyabette insülin üretimi yok iken Tip 2 diyabet hastalarında insülin üretimi vardır ancak hasta insülini kullanamaz haldedir. Bu yüzden kan şekeri hep yüksektir. Bu da organ hasarına neden olmaktadır. Şeker hastalığında klasik tedavi kan şekerini düşürmekle ilgilidir. Şeker hastalığı ameliyatı da hastalığı tedavi edici bir yöntemdir. Metabolik cerrahi adı altında olan bu ameliyat Tip 2 diyabet hastalarına uygulanan bir ameliyattır. Böylelikle var olan insülin sorunsuz olarak kullanılmaya başlanır. Bunun sonucunda da kan şekeri yüksekliği sona erer.
Şeker hastalığı ameliyatında amaçlanan durum, vücuttaki insülin direncinin ortadan kaldırılmasıdır. Böylelikle hormonların miktarı arttırılır. Şeker hastalığı tedavisinde Tip 1 söz konusu ise tedavi insülindir. Tip 2 söz konusu ise yaşam biçiminde değişiklik, diyet, ilaç ve sonrasında organ hasarı başlamışsa cerrahi ameliyata yönelmek gerekiyor.
Şeker hastalığı ameliyatı Tip 2 şeker hastalığı olanlara, obezite durumunda olanlara, kan şekeri yüksek olanlarda, kullanılan ilaç ve insüline rağmen kan şekerinin sınırlarda olması sağlanamadığında yapılır. Şeker hastalığı ameliyatı kapalı ameliyat olarak gerçekleştirilir. Bu operasyonda hastamıza göre midenin bir kısmı alınabilir ancak mideye müdahale edilmeden de ince bağırsağa müdahale ile söz konusu bu operasyon tamamlanabilir. Ve kişiler bu ameliyat sonrasında obeziteden de kurtulur. Bu ameliyatın avantajı açık ameliyatlar kadar ağrılı olmaması, akciğer sorunları yaşamaması, normal hayata dönüşün kısa olması, iz kalmaması gibi detaylardan oluşur.
Peki, Tip 1 diyabetliler şeker hastalığı ameliyatı olabilir mi?
Tip 1 diyabetlilerin vücudunda insülin hiç yoktur. Bu nedenle bu ameliyat onlarda gerçekleştirilemez. Tip 2 diyabet hastalarında amaç var olan insülinin doğru ve yeterli kullanımı olduğundan pankreası harekete geçirmek önemlidir. Bu da operasyonla mümkündür.
Tip 2 diyabette hastalığın ilerlemesi, organlara hasar verme hali durumları iyi bir değerlendirme sonrasında ameliyata karar verme sürecine girer. Hastanın tüm tahlilleri ve tetkikleri yapılmış olmalıdır. Zira her ameliyat risktir. Bazen klasik yöntemlerle başarı elde edilemeyince organ kayıpları söz konusu oluyorsa tek çare cerrahi operasyon olabilmektedir. Tip 2 diyabet hastaları yaşamlarında diyetleri ve yaşam tarzlarına dikkat etmedikleri sürece sıkıntılı dönemlere geçiş yaparlar. Bu da ilaç tedavisinde olmasına rağmen hastalık iyileşme sürecine girmez. Cerrahi uygulamalar kaçınılmaz hale dönüşür.
Diyabet cerrahisi olarak bilinen bu operasyonda hastadaki yemek yeme alışkanlıkları ve yaşam kalitesinin bozukluğu sebebi ile oluşan Tip 2 diyabet halinde uygulanan bir işlemdir. Amaç insülin direncinin arttırılmasıdır.
Cerrahi işlemle birlikte yemek yeme miktarı azaltılır ve hormonlar çok daha aktifleşir hem diyabet hem obezite sorunu çözülmüş olunur. Diyabet ameliyatında mide küçültülmesi yaşandığından ameliyat sonrasında hastada kilo vermede hızlanır. Metabolik cerrahiler için vücutta insülin olması gereklidir aksi takdirde işe yaramaz.
OPERASYON NASIL GERÇEKLETİRİLİR?
Operasyon çerçevesinde hastanın durumuna bağlı olarak genellikle ilk aşamada mide içerisindeki açlık hormonu salgılayan bölge alınabilir. Mide operasyonu sonrası ince bağırsağın başlangıç ve bitiş noktalarından 250 cm'lik kesitler yer değiştirilir. Şeker hastalığı ameliyatı genel olarak metabolik cerrahi yöntemleri adı altında bir dizi ameliyat silsilesi ile gerçekleştirilmektedir. Şeker hastalığını ortadan kaldırmak için hormonal değişiklikler sağlamak bu operasyonun asıl amacıdır. Şeker hastalığı ile beraber obezite sık sık görülür, şeker hastalığı ameliyatı bu iki sorunu da aynı anda ortadan kaldırması ile önemini ortaya koymaktadır.
Operasyon ilk aşamada mide üzerinde yoğunlaşmaktadır, midenizde açlık hormonu üreten ve açlık hissetmenize sebebiyet veren esnek yapılı bir kısım mevcuttur.
Bahsi geçen kısma cerrahi müdehale yapıldığında yemek yeme isteğiniz ciddi oranda azalacak. Bunun sonucunda hem obezite sorununuz bitecek hem de şeker rahatsızlığınız azalacaktır. Ancak şeker hastalğını tamamen bitirmek için ek operasyonlara ihtiyaç duyulabilir. Mide operasyonu tamamlandıktan sonra mide çıkışına inilir, mide çıkışı ile ince bağırsak arasındaki kısım 250 cm kesilir ve aynı işlem ince bağırsağın son kısmı ile de tekrarlanır. Bağırsağın son kısmında bulunan bölge özel bir hormonun salgılanması ile görevlidir, bu hormonun arttırılması için onun saf gıda ile direkt teması gerekmektedir ve yapılan işlemlerde ki temel amaç budur.
Operasyon tamamlandıktan sonra ince bağırsağın ilgili bölümünden eskiye nazaran daha fazla salgılanan hormonun pankreas üzerindeki baskıyı kaldırması ile insülin salgılama hızı ciddi oranda artar ve şeker hastalığı son bulur.
AMELİYAT SONRASINDA YAŞANANLAR
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında eskisi gibi yaşanan sık acıkmalar söz konusu olmayacaktır. İştahsızlık dolayısıyla yemek yememe durumu ile karşı karşıya kalınacaktır. Bu sıkıntılar gelip geçici olup vücut bu normal düzene alıştığında artık hasta kendini çok daha iyi hissedecektir. Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında bol bol su içilmelidir. Vücut suya açtır. Hem yemekten hem sudan uzaklık durumu hastayı halsiz düşüreceğinden su tüketimi önem taşımaktadır. Ameliyattan 6 ay kadar sonra yeme alışkanlığı doktor tarafından kontrol altında olduğundan en küçük bir açık tekrar şekerin geri dönmesini sağlayacaktır. Bu sebeple şeker hastalığı ameliyatı bir şeker hastası için biçilmiş kaftan niteliğinde bulunmaz bir hediyedir.
PROF. DR. ALPER ÇELİK