1950 yılının sonları... Şakir Eczacıbaşı yayımlamakta olduğu Tıpta Yenilikler dergisi için kadim dostu Ara Güler'den bazı fotoğraflar çekmesini ister. O da çeker. Lakin Şakir Bey, Ara Güler'in fotoğrafları üzerine birtakım eleştiriler yöneltir. Ara Güler de "Bu kadar çok biliyorsan, git kendin çek!" der. Ertesi gün Şakir Bey bir Leica fotoğraf makinesi satın alıp fotoğraf çekmeye başlar. Böylece fotoğraf serüveni başlar.
Şakir Eczacıbaşı'nın bu serüveni vefat ettiği 2010 yılına kadar sürdü. Fotoğrafçılığı, Türkiye'nin kültür hayatına yön veren köklü çalışmalarının biraz gölgesinde kalsa da Şakir Bey, bunu pek de önemsemeden deklanşöre hep bastı. Ölmeden önce Bülent Erkmen ile birlikte Seçilmiş Anlar adlı bir fotoğraf albümü üzerinde çalışıyordu. Bu, onun 60 yıllık fotoğraf macerasına derli toplu bakmamızı sağlayacak bir albüm olacaktı. Ama Şakir Bey'in vefatıyla bu albüm okurla buluşamadı.
İstanbul Modern, ölümünün 10. yıldönümünde kültür dünyasının duayenlerinden Şakir Eczacıbaşı'nın, göremediğimiz fotoğraf albümüne adını verdiği Seçilmiş Anlar başlıklı fotoğraf sergisiyle anıyor. Onun fotoğrafçılık serüvenine derli toplu bakmamızı sağlıyor.
31 Mart 2021'e kadar sürecek sergide Şakir Eczacıbaşı'nın 300'e yakın fotoğrafı yer alıyor. Ayrıca sergi ile birlikte 10 yıl önce hazırlanmış olan Seçilmiş Anlar fotoğraf albümü de Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı tarafından yayımlanıyor. Bir sürpriz daha var, o da Şakir Bey'in fotoğraf macerasının görülebileceği www. sakireczacibasi.com sitesinin açılması.
Ne diyelim iyi ki Ara Güler Şakir Bey'e "Bu kadar biliyorsan git kendin çek" demiş yıllar önce.
ÇOCUKLAR ONUN VAZGEÇİLMEZİ
"Çocuk insanın atasıdır" derler ya, Şakir Eczacıbaşı belki bu yüzden sık sık çocukları çekerdi. Onların çocuksu dünyalarını kendi anlayışı içerisinde imgelere dönüştürürdü. 1989'da Sivas'ta çektiği bu fotoğraf da bunun bir göstergesiydi.
SAMİMİYETİN PEŞİNE DÜŞERDİ
Şakir Eczacıbaşı'nın fotoğraflarının odağında hep insan vardı. Kimi zaman Anadolu'nun bir kasabasında kimi zaman İstanbul'un arka sokaklarında objektifini insanlara yöneltirken, önyargısız bir şekilde samimiyetin peşine düşerdi. Bunun için fotoğraflarındaki insanların birçoğu ona gülümseyerek bakar. 1964'te Bolu'da çektiği bu fotoğrafta olduğu gibi.
SANATÇI DA OLSA ÖNCE İNSAN
İnsanların statüsü çok da önemli değildir Şakir Eczacıbaşı için. Objektifinin karşısına her türden insanı alır. Onları kendi dünyaları içinde fotoğraflar. Sanat dünyasının tam ortasında bir isim olarak da bazen arkadaşları olan sanatçıları çeker. Fakat onları insani özelliklerini ön plana çıkartacak şekilde gösterir. Seramik sanatçısı Füreya Koral'ı 1988'de böyle fotoğraflamıştır.