Arabesk, Türkiye'de 70'lerde ve 80'lerde altın çağını yaşadı... Pek çok kendi 'star'ını çıkarsa da, halkın 'baba'lık payesini verdiği isimler azdı. Müslüm Gürses, Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur arabesk fanlarının 'baba' dedikleri üç isim oldu her zaman... Bu üç ismi sevenleri, dinleyenleri 'hayran kitlesi' olarak tabir etmek her zaman yetersiz kaldı. Daha sonra arabesk müzik çalan radyoların Türkçeye armağan ettiği tabirle 'damardan' dinleyiciler oldu bu kitle hep. Baba diye bildikleri şarkıcıyı sonuna kadar sahiplenen, hayatlarının fonunda her zaman onların melodilerine, sözlerine yer veren insanlar...
İşte o yüzden bu dünyanın şarkılarını alıp farklı yorumlarla söylemek, başka bir kitleye hitap etmek zordu. Çünkü sahiplenenleri vardı ve uğruna varlıklarını ortaya koydukları bu isimleri paylaşmak istemiyorlardı. Bunu Müslüm Gürses kırdı... Hem kendisi pop-rock dünyasından isimlerden şarkılar alıp söyledi, hem de onun şarkılarını farklı müzikal dünyadan isimler yorumladı. "Orhan Baba" ise farklı kesimlerle olan ateşkesini çok daha önce imzalamıştı. Müziğindeki derin kurgunun içinde rock'tan caza pek çok farklı nüanslar taşıdığı çok daha önce açığa çıkmıştı zaten.
Ama arabeskin 'üç büyükleri'nden, Ferdi Tayfur şarkılarına, içinde bulunduğu camianın şarkıcılarından başka pek dokunan olmamıştı. Ogün Sanlısoy'un Ben de Özledim yorumunu unuttuğumuz sanılmasın... Ama çok daha ötesi de olmadı.
İşte bugünlerde, ilk single'ı ve aynı şarkıya çektiği kliple bir şarkıcı adından söz ettiriyor. Sosyal medyada yıldızlı pekiyiler alıyor art arda... Kendisi hem caz dünyasından geliyor, hem de dokunulması zor, bakir bir alana; Ferdi Tayfur şarkılarına el atıyor. Genç şarkıcı Sevinç Yurdem'den bahsediyoruz... Ferdi Tayfur'un efsane şarkısı Sen de mi Leyla'ya öyle bir cover yapmış, şarkının duygusunu es geçmeden öyle yorumlamış ki Yurdem; en sıkı Ferdi Tayfur hayranlarından bile olumlu yorumlar alıyor.
ARYA DA SÖYLÜYOR ARABESK DE
Dedik ya, arabesk cover'ı yapmak öyle herkesin harcı değil. O dünyaya ait olmayan biri beğenirken, arabeskin damarından gelenleri karşınıza alabilirsiniz. Sevinç Yurdem dikiş izi göstermeden, cazdan gelen tatlarla bu klasik arabesk şarkıyı, kendi üslubuyla yorumlamış. Elbette kendi şarkıları da var Yurdem'in. "Ama kitlelerle tanışma meselesinde riske girmeden tanıdık bir şarkıyla çıkmak istedim. Sonrasında kendi yazdığım şarkılardan oluşan bir albüm de gelecek" diyor.
Kim peki Sevinç Yurdem? Bir kere halis muhlis İzmirli kendisi. Yıllarca İzmir sahnelerinde şarkı söylemiş, pişmiş... Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzikoloji bölümünden mezun. Öğrencilik dönemi boyunca da ünlü şan hocası Sebahat Tekebaş'tan özel şan dersleri almış. Aynı dönemde piyanist Ömür Gidel ile caz armonisi üzerine çalışmalar yapmış ve geniş bir caz standartları repertuvarı hazırlamış. Üniversite ile birlikte sahne çalışmalarına da başlamış. Caz standartları, soul, 80'li 90'lı yılların Türkçe Pop şarkıları ve çeşitli aryalar seslendirmiş. 2004 yılında ilk kez Ayla Dikmen adına verilen başarı ödülünü almış. Yorumculuğa orkestra şarkıcılığı ile başlayan Yurdem, birçok bağımsız tarzda projede de yer almış ve sayısız konserler vermiş. İzmir Kent Orkestrası solistliği yapan Yurdem, bu süre zarfında da birçok şehir, mekân ve festivalde sahne almış. 2012 yılında TRT 1'de yayınlanan Türkülerle Caz projesinde yer almış. Kariyerine bir süre Londra'da devam eden sanatçı, burada da çeşitli mekanlarda sahne almış.
Yani cazı başka işlerle harmanlama işinde tecrübeli kendisi. Türkülerle cazın kesiştiği nokta arasında da işler yapmış vaktiyle. Peki nasıl olmuş da bir Ferdi Tayfur şarkısıyla, meşhur tabirle 'çıkış yapmak' aklına gelmiş? Şöyle anlatıyor: "Epey şarkı inceledim... Ferdi Tayfur şarkıları çok sık yorumlanmış ama yine arabesk şarkıcıları tarafından... Günlerce Ferdi Tayfur dinledim, şarkılarını not aldım. Bir gün bir arkadaşım aradı, 'Ne yapıyorsun?' diye sordu. 'Ferdi Tayfur şarkıları dinliyorum ve söylüyorum. Galiba bir tanesini söyleyeceğim single olarak" dedim. Ben, Sen de mi Leyla'yı seçmiştim ama arkadaşıma söylemedim. O da Ferdi Tayfur'u iyi bilen eşine bahsetmiş durumdan. Akşam bana mesaj geldi arkadaşımdan. 'Sen de mi Leyla'yı söyler misin?' diye... Çok ilginç. Aynı şarkıyı düşünmüşüz hep beraber. Bunda bir hikmet var dedim ve böylece karar verdim bu şarkıyı söylemeye."