Almanya'nın batısındaki Rheinland- Pfalz ve Kuzey-Ren Vestfalya eyaletlerinde sel ve su baskınlarında ölenlerin sayısı 100'ü aştı. Kaybolan yaklaşık bin 300 kişiyi arama çalışmaları ise sürüyor. Bu rakamlar düne ait!
Yetkililer metrekareye 148 kilo yağış düştüğünü açıkladı. Sel ve deprem gibi felaketler genellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin kaderi olarak görülür. Demek ki, dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yer alan Almanya'da bile böyle felaketler yaşanıyormuş.
Metrekareye 148 kilo yağış Almanya gibi altyapısı ve ekonomisi sağlam bir ülke için çok yüksek bir oran değil aslında. Üç gün önce Rize'de yaşanan ve altı kişinin hayatını kaybedip, iki kişinin kaybolduğu sel felaketi yaşadık. Meteorolojiden alınan bilgiye göre metrekareye Güneysu ilçesinde 213.6, Çayeli Madenli'de 188.2, Çayeli ilçe merkezinde 150.4 kilogram yağış düştü. Almanya'da metrekareye 213 kilogram yağış düşseydi ne olurdu acaba?
Türkiye'de sel felaketlerinde ölümler yaşandığında dere kenarına evlerin yapılması, ağaçların kesilmesi, çarpık kentleşme, kalitesiz binalar neden olarak gösteriliyor ki, bunlar doğru tespitler. Peki, Almanya'da Rize'den daha az yağışın neden olduğu bir selde ölü sayısı 100'ü nasıl aşar?
Peki, Almanya'da kayıp sayısının bin 300 olması Türkiye'nin arama kurtarmada daha başarılı olduğunu gösterir mi?
Elbette sel felaketlerinin yol açtığı hasarın birçok farklı nedeni var ama Almanya gibi gelişmiş bir ülkeden bahsediyoruz! Almanya'nın en önemli medya kuruluşu Deutsche Welle, sel felaketinin nedenini küresel ısınma ilan etti. Küresel ısınma sadece Almanya'yı mı etkiliyor? Türkiye'de de küresel ısınmanın etkilerini görüyoruz. Ama bizde sel felaketi olunca ilk hükümet suçlanır!
Kanada'da sıcak hava dalgası sebebiyle 500 kişi hayatını kaybetti ve sorumlu, küresel ısınma ilan edildi. Hükümete fazla yüklenilmedi. Bizde sıcaktan 500 kişi ölseydi yine ilk hükümet suçlanırdı.
Elbette Almanya ya da Türkiye fark etmiyor, hükümetlerin de hataları olabilir. Japonya'da bazen kimsenin ölmediği 6.5 şiddetinde bir deprem bizde büyük can kayıplarına neden olabiliyor.
Özetle bilimin ışığında önlemimizi alacağız ama doğa karşısında insanoğlunun bazen çaresiz kaldığını da unutmayalım! Almanya gibi çok güçlü bir ülke olsanız da doğaya karşı kaybedebilirsiniz. Bir sel, alır götürür sizi!
ASIL BİZ KIRMIZI LİSTEYE ALMALIYIZ!
Birleşik Krallık, Covid-19 ile mücadele kapsamında oluşturduğu seyahat listesini güncelledi ve yine Türkiye'yi 'kırmızı liste'den çıkarmadı. Türkiye'den ülkeye gelenler 10 gün boyunca bedelini kendilerinin ödediği otellerde karantinada kalacak.
Ülkemizde birçok insan eğitim için, ticaret için sık sık İngiltere'ye gidiyor. İngilizler için de Türkiye en çok tercih edilen turistik ülkeler arasında. Ama İngiltere'nin salgın kuralları iki ülke arasındaki başta ticaret olmak üzere birçok ilişkiye zarar veriyor.
Oysa İngiltere'de önceki gün Covid-19 vaka sayısı 48 bin 553'e yükseldi. Türkiye'de ise önceki gün 7 bin 304 kişinin testi pozitif çıktı. Asıl bizim İngiltere'yi kırmızı listeye almamız gerekir!
EYLÜLDE VAKA KAÇ OLUR?
İngiltere'de önceki gün 48 bin 553 Covid-19 vakası tespit edildi ve 63 kişi hayatını kaybetti. Vaka sayısı bu hızla devam ederse İngiltere, 15 Ocak'ta tespit edilen en yüksek vaka sayısı 55 bin 553'e yakında ulaşacak. Halbuki İngiliz hükümeti koronavirüs ile mücadele için alınan tüm önlemlerin 19 Temmuz'da kaldırılacağını söylüyordu. Uzmanlar toplu taşımada maske zorunluluğunu kaldırmanın 'büyük bir ihmal' olduğunu belirtiyor.
Türkiye'de ise önceki gün 7 bin 304 kişinin testi pozitif çıktı. Bayramdan sonraki iki haftada vaka sayısı kaça çıkar acaba? 10 bin? 15 bin? Okulları açmayı planladığımız eylül ayında vaka sayısı kaç olur Allah bilir?
Sosyal mesafe ve maske kurallarında eskiye dönmemizde fayda var.
AŞI OLANA CEP TELEFONU!
Dünkü verilere göre Türkiye'de yapılan toplam aşı sayısı 61 milyon 926 bin 49'a yükseldi. Asıl önemli olan, antikor oranının en yüksek seviyeye çıktığı ikinci doz aşı sayısı ise 19 milyon 679 bin 604.
Aşılamada birçok ülkeyi geride bıraktık, lakin geçtiğimiz ay günlük bir milyon, bazen 1.5 milyona ulaşan aşı olma sayısında düşüş başladı.
Özellikle Güneydoğu bölgesinde aşılanma oranı düşük. Ne yazık ki, insanlar Covid-19 aşısıyla ilgili komplo teorilerine inanıyorlar. Aşılama oranının en düşük olduğu iller arasında yer alan Siirt'te oluşturulan ikna timleri, kapı kapı gezerek aşının kısırlık yapmadığını anlatmaya çalışıyor.
İkna yöntemiyle aşılamada hedefe ulaşmak mümkün değil. İnsanlar aşı olmama konusunda elbette özgürdür, kimseye zorla aşı yaptıramayız ama toplumun genel sağlığını ön planda tutmak da zorundayız.
En pratik çözüm; Eylül ayında sırası geldiği halde aşı olmayanlara AVM, restoran, toplu taşıma, otel vs. insanların toplu halde bulunduğu yerlere girişine yasak getirilmeli. Bu yerlere girişte HES kodundan kişinin aşı olup olmadığı kontrol edilmeli.
Tabii bu uygulamaya geçilmeden en az bir ay önce açıklama yapılmalı. Hâlâ aşı olmamakta ısrar edenlere de haftalık PCR testi olma zorunluluğu getirilmeli.
Bazı ülkelerde aşı olanlar arasında çekiliş yapılıyor. Cep telefonu, para ödülü dağıtılıyor. Özel sektörde bazı büyük şirketlerin bu tarz kampanyalar yapması da faydalı olabilir. Her şeyi devletten beklememek lazım.
DİŞLER ARALIK OLUNCA...
Sosyal medyada dişleri daha farklı olsaydı ünlüler nasıl görünürdü diye bir paylaşıma rastladım. Angelina Jolie ve Keanu Reeves'nin fotoğraflarında bu farkı daha net görebilirsiniz. Güzeller güzeli Angelina gitmiş farklı bir kadın gelmiş değil mi? Reeves'in karizması gitmiş.
Estetik operasyona işe ilk dişten başlanması boşuna değil. Sağlıklı, muntazam, inci gibi parlayan dişlere sahip olmak imaj açısından büyük bir şans. O yüzden dişlerinize iyi bakın.
Altyazı
"Olayı nereye çekerseniz çekin, önyargı gerçeği hep saklar."
(12 Kızgın Adam)